Kovacs döneminin devrim sayılacak atılımı ile Avrupa’da yeni futbol yapılanmasını Ajax ve Fransa’ya taşıyan Romanyalılar, son yıllarda yeniden eski gücüne kavuşmak için gençleriyle mücadele ediyor. Bunu dün gece bir kez daha gördük. Grubumuzda Dünya Kupası’na gitme şansımızın kilit karşılaşması olarak gördüğüm bu 90 dakikada dikkat çeken önemli özellik; rakibimizin daha çok kazanmak isteyen takım oyunuydu. \n

Özellikle ilk yarıda ulusallar tanınmayacak kadar mahkûm oynadı. Orta alanın temposuz futboluna eklenen defansımızın rakibinden uzak kalan markajsız görüntüsü Romanya’nın etkili olmasına neden oldu.\n

Yediğimiz gol savunma ve özellikle Volkan’ın anlamsız çıkışından kaynaklandı. İkinci 45 dakikada avantajını korumak isteyen ve defansif anlayışa yönelen Romenler, aslında mütevazi bir kadro ile takım oyunu sergilediler.\n

Yine de bizden daha çok pozisyona giren Romanya oldu. Kuru baskı, aşırı hırs, özellikle Arda’nın gayreti ikinci yarıda maça damgasını hissedilir derecede vursa da Umut bir tek etkili top alamadığı gibi kanat ataklarında çok savruktu.\n

Mevlüt, Emre Çolak ikinci yarıda hız getirse de beraberlik için telaş ve gösterilen gayret Dünya Kupası yolumuzu sürdürecek heyecan getirdi. \n

İşin tuhafı, üzülerek söylüyorum ki; ulusallarımız iki maçta 6 puan alan rakibini hiç de önemsememiş. Özellikle başta Marica olmak üzere Tamas, Torje, bizim Stancu ve golü atan Grozav maçın önemli kilit adamlarıydı. Atağa çıkarken çok top ezdik. Zaman zaman ikinci golü yeme korkuları da yaşadık. Bu sonucun Dünya Kupası yolunda bize korku verdiğini söyleyebilirim.