Aykut Kocaman ile öğrencileri her haliyle değişik bir görüntü ve mücadele verdiler Borussia-Park’ta. M.Gladbach karşısında orta alanda özellikle Cristian ve Meireles’in disiplinli ve klas paslarla takımın yükünü taşıdığını zevkle izlerken aynı oyuncuları, harika iki vuruşundan kazanılan golleri de gördük. İleri uçta bazen Sow özellikle de Kuyt hem orta alanı tamamladı, aynı zamanda da forvet olarak değişerek rakibin savunmasını zorladılar. Ve örnek profesyonel Kuyt 70. dakikada F.Bahçe’nin 3. golünü atarken Caner’in de oyunun temposuna ayak uyduran ve Gökhan Gönül’le kanat ataklarındaki başarısının galibiyette önemli payları olduğunu zevkle izledik. Ancak bana göre oyunun kırılma anı ikinci yarının başında Volkan’ın iki gollük pozisyonu, müthiş kurtarışlarıyla önlemesi ve Gökhan Gönül’ün çizgiden çıkardığı toptu. F.Bahçe dün gece aynı zamanda Türk futbolunun Avrupa karnesine katkıda bulunarak önemli bir puan kazandırdı. 74. dakikada F.Bahçe çok açık oynamanın belki de bedeli olarak kalesinde beklenmedik ikinci golü görerek yaşadı. Ama yine de kazanmaya ve gol için oynamaya çok özen gösterdiler. Oyunun teknik kapasite olarak yorumu ise orta alan ve defans bloğu adına F.Bahçe’nin kalitesi, forvet adına da rakibin beklenmeyen becerilerle oyunu çevirmeye yönelik golleriydi. Krasic ve Mehmet Topuz’un hatta Yobo’nun ilk 11’de yer almayışları kimilerince çok yadırganabilir. Görünen odur ki Kocaman, kılıcını çekmiş, kafasındaki tüm düşündüklerini bundan sonra daha da katı prensipleriyle uygulayacak. Önemli olan dün geceki maçın kazanılmasıydı. F.Bahçe de bunu hak ederek başardı. Bizi zor günlerimizde umutlandıran bir olay da F.Bahçe’nin 4 gol atmasıyla, son zamanların en kötüsü Cristian’ın karşılaşmada yıldızlaşmasıydı.