Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Okurlarla Yaşamak...
Geçen haftaki yazımı şöyle noktalamıştım: “Her neyse. Konuyu burada keselim. Haftaya cuma günü bu köşede yazımı bulamazsanız, anlayın ki pazartesi günü bavulumda ‘birkaç kitap birkaç da çamaşır – birkaç da yazı kalemi’ ile bindiğim vapur ‘son vapur’muş. Yok buradaysam, o zaman bu demektir ki, sadece bir Boğaz turu yapıp geri dönmüşüm…”
\nDöndüm. Daha “son vapur” değilmiş. Ve zaten bindiğimin son vapur olmasına okurlarımın rızası da yokmuş.
\nYirmi yılı aşkın bir süredir Cumhuriyet’in köşe yazarıyım. Ama ‘okur’ sözcüğü ya da kavramı üzerinde hiçbir zaman bu defa olduğu kadar derinlemesine düşünmemiştim. Belki de onlardan ayrılma tehlikesiyle daha önce bu kadar doğrudan karşılaşmadığım için.
\nOkurlar için köşe yazarı ‘somut’ bir gerçekliktir. Yalnızca adını bilmekle kalmazlar. En azından resimlerinden, yüzünü de tanırlar. Kimileri, onun hayatının kilometre taşları hakkında bile bilgi sahibi olabilirler. Ama köşe yazarı için okur, daha çok ‘soyut’ bir gerçekliktir. Onların çok çok azını gerçek anlamda tanır ve bu tanımaya çoğu defa tanıma bile denemez. Çünkü köşe yazarının okuru tanıması, varsayımlarla da beslenmiş bir olgudur. Bilirsiniz, okurlarınız vardır. Zaman zaman size gönderdikleri mesajlar, yönelttikleri eleştiriler onlarla ilişkiniz bağlamında sizin somutlarınızdır. Fakat soyutluk, ağır basmayı sürdürür.
\nHep böyle düşündüm. Daha doğrusu, birkaç gün önce hastaneye yatana kadar, böyle düşünüyordum. Belki yıllardır hayatımda bir varolma biçimi olarak seçtiğim tenhalığın da bunda payı vardı. Tenha yolları yeğlemek, insanı kalabalık kavramına kaçınılmaz olarak yabancılaştırıyor. Ama günün birinde ciddi bir ameliyat için hastaneye yattığınızda ve e-mail kutunuz bir günde dolup taştığında, köşe yazarı olduğunuz gazetenin santral görevlisi: “Çok fanatik okurlarınız varmış, sürekli hangi hastaneye yattığınızı soruyorlar!” dediğinde, hastanenin ilgili bölümünden gelen çiçeklerin haberi iletildiğinde, okurlarınızın ‘soyut gerçekliği’ konusunda epey vahim bir yanılgıya düştüğünüzü, onların somut gerçekliklerinin, ve belki asıl önemlisi, uçsuz bucaksız somutluktaki sevgilerinin size okurlarınız konusunda hiçbir soyut düşünce besleme hakkını tanımadığının bilincine, üstelik neredeyse bir anda, varıyorsunuz.
\nBen, hastanedeki üç günümde ve hemen sonrasında işte bunu yaşadım.
\nHer olasılığa karşı bir tür veda yanı da olan bir yazıyı yazmamın ve o yazıda, sevgili Leyla Erbil’in “Mektup Aşkları”ndan yaptığım bir alıntıyla, binmek üzere olduğum vapurun bu defa beni belki de hiç bilmediğim, çünkü bu dünyadan olmayan bir iskeleye de götürebileceğinden söz ettiğimde, sayısız okurum bana ‘bu dünyanın’ iskelelerinde randevu verdiler. Beni o iskelelerde bekleyeceklerini söylediler.
\nBazı söylemler vardır, ‘iş olsun’ diye dile getirilemez. Zaten aksi takdirde bunu hemen anlarsınız. Neredeyse hayatım boyunca savunduğum bir tez, ya da tiryakisi olduğum bir ‘şey’ vardı. Hep: “Ben, yalnızca beni ‘ısıtan’, yani ‘gösterilen’ sevgilerden yanayım!” der dururdum. Bu, belki de içimdeki gizli bir umuttu. Ama yıllar boyunca bu umudun çevremde ne kadar güçlü bir gerçekliğe dönüşmüş olduğunun bilincine varamamışım. Bu algı eksikliğinden dolayı, bütün okurlarımdan özür diliyorum. Ve aklıma, şu anda onlara söyleyebileceğim tek bir şey geliyor: Üç saatlik bir ameliyatın bu kadar başarıyla geçmesinde, ameliyatın ardından hayata bu kadar çabuk tekrar sarılmamda, kendilerine hep şükran borcu duyacağım hekimlerin yanı sıra, okurlarımdan gelen bu sevgi sağanağının da katkısı çok büyük oldu. Sizlerle iyileştim. Sizlerle yaşamayı sürdüreceğim.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu