Ahmet Güvener

Siyah, Beyaz, Gri ve Eyyam

03 Nisan 2014 Perşembe

UEFA birkaç yıl önce gözlemcilere hakem kararları ve hataları ile ilgili bir kıstas sundu. Hakem kararlarını siyah/ beyaz ve gri diye ikiye ayırdı. Tabii hakem kararlarının bir kısmı kritik sonuca etki eden kararlardır, bazıları da değil: Kritik kararlara örnekler için penaltı, gol ve kırmızı kart diyebiliriz.
Siyah/beyaz kritik yanlış karara örnek vermek gerekirse: Bir oyuncunun ceza alanı içinde rakibine künde atar gibi alıp yere indirmesine penaltı vermemek de, ceza alanı içinde rakibine hiç dokunmamasına rağmen yere düşen rakibe penaltı çalmak da siyah/ beyaz hatadır. Örneğin rakibini ceza alanı içinde hafif bir temas ile itmek ve bunun sonucu rakibin yere düşmesine verilecek her karar (penaltı veya devam) gri bir karardır. Hani verse de olur vermese de olur denen pozisyonlar. UEFA gözlemcilere bu gri kararlarda hakemi destekleyin” talimatı vermiştir. Marcus Merk’in pozisyon analizlerinde sık sık hakemleri savunması bu nedendir. Benzer durum santimler ile ölçülebilen ofsayt ve ya devam kararları için de geçerlidir. UEFA’nın bu yaklaşımını bilmeden hakem analizlerini anlamak mümkün değildir. Erman Toroğlu bu tip siyah/beyaz hakem hataları veya gri hakem kararları ile bu söylemi bilmediği ya da anlamadığı için “mor” kararlar diye dalga geçmektedir. Onun anlayacağı deyimle penaltı penaltı gibiyse ve verilmişse siyah/beyaz doğru karardır. Verilmemişse yine siyah/ beyaz hatalı bir karardır.
Hakemlerin verdikleri her siyah/beyaz hatalı kritik karar için gözlemcilerinden puan kaybetmeleri gerekmektedir. Bu puan kaybı hakemlerin maç almama ile ceza almasına neden olur. Tabii bu onlara verilen talimattır ama uyup uyulmadığı ayrı bir husustur. Örneğin Cüneyt Çakır son haftalarda bir sürü siyah/ beyaz penaltı hatası yapmasına rağmen maç almaya devam etmektedir. Gri kararlar yukarıda anlattığım nedenden dolayı hiçbir zaman hatalı olamaz ve hakemlerin puan kaybetmesine neden olmaz.
Bu nedenle yukarıda anlattığım gri hatalar hakemler için eyyam yapmanın en iyi ortamıdır. Hakemler eyyam yaparken kritik olmayan kararlarda (orta sahadaki fauller gibi) daha çok bir takım lehine karar verirler. Bu durumda “genelde takdir haklarını A takımı lehine kullandı” deriz. Bu gri kritik hataları iki takım içinde aynı oranda yapan hakemlere de ‘gördüğünü çalan hakem’ diyoruz. Bir başka şekilde eyyam da kritik bir gri karar veya kararlarda bir takım lehine karar vererek gerçekleştirilir. Bu tip hatalar daha çok, daha önce verilen bir kritik kararı dengelemek için yapılır. Ben asla hakemlerin eyyamı bilerek yaptıklarını iddia etmiyorum. Onun adı bambaşka bir şeydir ve Türk hakemliğinden silinmiştir ama her insan gibi hakemler de etki altında kalmakta ve eyyamı bu baskıdan kurtulmanın bir aracı olarak bilinçsiz bir şekilde kullanmaktadırlar.
MHK siyah/beyaz kritik hata yapan hakemleri değerlendirirken adil olmak zorundadırlar. Onların hakemlerin aksine karar vermek için çok zamanları vardır. Hata yapan hakeme hemen maç vermek nasıl hataysa, siyah/beyaz kritik hata yapan hakeme bir büyük takımın maçını uzun süre vermemek de bir hatadır. Hatta bu tip hatalara MHK’ye mahsus bir tür eyyam diyebiliriz. Yukarıda bahsettiğim Cüneyt Çakır olayı nasıl MHK’nin hakemler gözünde adaletine darbe vurmuşsa, iki yıl önce Beşiktaş - G.Saray maçından beri Hüseyin Göçek’e Beşiktaş maçı verilmemesi de vurmaktadır. Hatırladığım kadarıyla o maçta Hüseyin, G.Saray’ın ofsayttan attığı bir golü vererek bir siyah/ beyaz hata yapmıştır. Asıl hatayı yapan yardımcı hakem FIFA kokartını kaybederek ciddi bir ceza almıştır. Hüseyin’in iki yıldır Beşiktaş maçı almamasının makul ve adil bir nedeni olamaz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hakem lobisi 9 Temmuz 2016
Kardiac Kids 17 Kasım 2015
Yeter artık (29.09.2015) 29 Eylül 2015

Günün Köşe Yazıları