CIA, Neden Doğan Her Bebeğin Kaydını Tutuyor

30 Temmuz 2013 Salı

Acaba “Dokunan yanar!” kuralına Türkiye’nin nüfusunu sorgulamak da dahil mi?
CHP’li
Emine Ülker Tarhan, birkaç kez hem de TBMM’de “Ülkemizin gerçek nüfusu ne?” diye sordu.
Belki hâlâ da sormaya devam ediyordur...
Sesini duyurabilirse...
TÜİK kaynaklarına göre nüfusumuz 76 milyon küsur!
Oysa, CIA’nın resmi internet sitesi 80 milyon küsur olduğunda ısrar ediyor.
Bu 4 milyonluk fark neden ve nereden?
Eski CHP Grup Başkanvekili Tarhan’ın endişesi, bu milyonluk farkın seçmen sayısına ve seçim sandığına yansıyabileceği idi.
Bu endişe sessiz sedasız tüm topluma yayılıyor.
Gezi’den sonra başlayan açık hava platformlarında sağlıklı seçim endişesi açıkça dile getiriliyor.
Kıdemli siyasetçilerden, akademisyenlerden, yüksek bürokratlardan oluşan seçim platformları kuruluyor.
Sözcülüğünü eski bakanlardan
Yaşar Okuyan’ın yaptığı Temiz Seçim Platformu sonuncusu...
Seçmen listeleri ile İçişleri Bakanlığı’nın kayıt sistemi arasındaki bağın kopartılması şart!
Ama asıl soru ve sorun
nüfusumuzda düğümleniyor.
CIA, Türkiye’nin nüfusunu dün resmi sitesinde yine güncellemişti:
“Temmuz 2013 itibarıyla: 80 milyon 604 bin 485.”
Sahi, Amerikalılar ülkemizin nüfusunu neden günbegün ve elifi elifine izlemeyi sürdürüyor?
Ve neden..
Geçen yıllarda
Türkiye’yi Avrupa ülkeleri arasında sayarken şimdi Ortadoğu’nun 19 ülkesinden birisi olarak gösteriyor?
Sorunun bir kuyruğu daha var:
Geçen yılın ortalar
ında, Suriye’den “kabul edeceğimiz misafir sayısını” 100 bin diye ilan etmiştik...
Bu sayı CIA’ya göre dün itibarıyla 398 bin 753 kişiye ulaşmış dur
umda!.
Sayılar söz konusu olunca, bakalım kimin hesabı kuvvetli:
CIA’nın mı, AKP’nin mi?

\n



\n

En kanka banka

\n

Başbakan’a göre bankalar da artık “bizden” ve “onlardan”...
Bürokratları durur mu?
Kan Bankası’nı da yöneten Kızılay Başkanı
A. Lütfü Akar hemen açıklamayı patlattı:
“Kan ürünü satın aldığımız bazı ülkelerde domuz eti yeniyor. Müslüman bir millet olarak kendi kan ürünlerimizi üretmek durumundayız!”
“Helal Kandan İlaç Üretme Projesi” böylece başladı.
Sağlık Bakanlığı da bu projeye sahip çıkınca...
TÜBİTAK araştırmalarının önü açıldı.
Şimdi gündemde iki soru var:
“Domuz eti yiyenlerin genlerine veya kanına domuzluk bulaşabiliyorsa... Dana veya koyunla beslenenlerin genleri... Hele hıyar yiyenlerin durumu ne olacak?”
Ya da
“Biat kültürü ile koyun veya hıyar tüketimi arasında bir bağ var mı?”

\n

***

\n

Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu’nun yetki ve sorumluluk alanı belirlenirken “kan bankası” gibi, “sperm bankası” da unutuldu.
Oysa bu ikinci banka, Başbakan’ın
“çok çocuk” ve “her sokağa TOKİ konutu” projeleri bakımından yaşamsal önemde.
Ayıptır söylemesi, adına takılmamak gerek.
Nasıl ki Oyak Bank, HSBC oldu.
Sperm bankası da DASTB yani
“Damızlık Ak Seçmen Tohumu Bankası” olarak hizmet yapabilir.
Maksat evinde zor tutulan yüzde 50’nin miktarını artırmak.

\n



\n

Bank.. banka.. bankası

\n

Yardımcısı Ali Babacan, Başbakan’ın “Kredi kartı kullanmayın!” talimatının tercümesini yaptı:
“Başbakanımız kredi kartını kullanmayın derken, kredi kartını ‘borçlanma aracı’ olarak kullanmayın demek istedi!”
Pekiyi
“Devlet bankalarını kullanın!” derken ne demek istedi?
Bunun yanıtını da geçen günlerde Rekabet Kurumu verdi:
“Ziraat, Vakıfbank ve Halk Bankası usulsüzlük yaptıkları için milyonlarca lira cezaya çarptırılmıştır!”
Tuhaf bir rastlantı..
Başbakan’ın halkı yönlendirdiği bu üç banka TBMM’de işlem yapmasına ve şube açmasına izin verilmiş olan üç banka.
Tövbe tövbe..
Başbakan bizimkiler-onlarınkiler derken...
Ve faiz lobilerini veya kredi kartlarını lanetlerken acaba Brecht’in ünlü sözünden mi etkilendi:
“Bir banka açmak, bir banka soymaktan daha az suç değildir!”

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları