Çizginin Bitmediği Yer

12 Mart 2010 Cuma

GÖRÜŞ

Ahmet Tan

Çizginin Bitmediği Yer

Cumhuriyetin, Türkiye Cumhuriyeti ile yaşıt evladı Turhan Selçukun kalbi daha fazlasını çekemezdi...

Ar damarı çatlayan iktidarın, artık çizilecek yanı kalmadığını hissetmiş olmalı ki

Önceki gece onun da yürek damarı çatladı.

Sonsuz uykusuna geçmek üzere dünyaya gözlerini yumdu.

Yalnız sözün değil, çizginin de bittiği yer vardı...

Bu iktidar şimdi orayı zorluyordu

***

Recep Beyin dünkü öfkesine bakar mısınız? Don Kişotluğun böylesini modern tarih yazmamıştır.

Ulaşım zammını iptal eden Danıştayı yel değirmeni yapmış, saldırıyor: Gelin Ankara Belediyesini siz idare edin!

Belli ki gözü, aklı belediye başkanlığında kalmış.

Türkiye Belediye Başkanı gibi davranması, konuşması bundan.

Geçen hafta da, Madem Yargıtay üyelerini Yargıtay yargılıyor, TBMM üyelerini de TBMM yargılasın!” demişti.

Böyle bir kafaya ne söz yetişir ne de çizgi...

***

Turhan Selçuk artık yok.

Gözlüklü - Gözlüksüz tüm Sami Beyler

Oğluna gemi ya da gemi azıya almış cümle Recep Beyler, artık rahatça at oynatmaya devam edebilirler

Kişiler fani..

Ama, Recep Beyler de herhalde kendilerini ölümsüz sanıyorlar.

Gözünü iktidar bürümek denen şey bu olmalı.

Dün ağzından kaçırdı.

Zaten 65 yaşına kadar oradasınız!..

Demek ki bunların raconunda, üstesinden gelemeyince hasmın vadesi için gün saymak da var.

***

Aynı kurtuluş hesabını Yargıtay üyelerinin yaşları için de yapıyorlar, Anayasa Mahkemesi üyeleri için de..

Onlar yaşlanacak ve gidecekler

Yerlerini bizimkilerle dolduracağız…”

Bu kafaya ne söz yeter, ne de çizgi.

Bu kafanın sandığa çarpması gerekiyor.

Köşeleri Turhan Selçukun çizgilerinden, çivilerden de sivri sipsivri sandığa..

Âşık İhsani, kırk yıl önce sazını yumruk yapıp Turhan Selçuk için şöyle haykırmıştı:

Çiz be Turhan, kara günün bağrını / Kanata kanata çiz, bıçak bıçak.. / Çiz yiğidim, çizeceğin her çizgi / Sosyalizmin açık yolu olacak

Ey benim çağımın dövüşken eri / Çiz, kazı kökünü, yıkılsın geri / Çiz daha çiz, tarihimin boş yeri / Senin çelik kaleminle dolacak...

Daha güçlü daha güçlü çizgi at, / Her çizginin bas ucuna kurşun kat / Picasso ve Nâzım gibi şu sanat / Dünyasında bil ki senin adın kalacak...

***

Çizginin-sözün bittiği yer lafın gelişi...

Ne çizgiler bitecek, ne de sözler...

Başımızda böyle bir başbakan oldukça

Geçen hafta açıkladığı 3 küsur milyon TLlik serveti ile çene yormaya gerek yok.

Van Minit diyerek sözü Turhan Selçukun çizgileri üzerinden

Clinton-Monica olayına getirmek şart oldu.

Başkan Clinton, asistanı Monicayla makamında ilişki yaşadığı için yargı önüne çıkarılmamıştı..

Kamuoyuna, Bu kadınla seks yapmadım diyerek yalan söylediği için hesap vermişti.

***

Recep Bey 5 yıl önce, Alman Başbakanına kamuoyu önünde Geçinemiyorum!” demişti.

Recep Beyin serveti anasının ve partisinin ak sütü gibi helaldir elbette.

Ama o zamanki para ile 3 küsur trilyon lirası olduğu halde, doğru söylememesi ve Geçinemiyorum!demesinin söze ve çizgiye gelir yanı yok.

Sözün ve çizginin bittiği yer burasıdır.

Ama ne söz biter, ne de çizgi..

Hele dümdüz, dosdoğru, sipsivri çizgiler hiç bitmeyecek, sonsuzluğa uzayıp gidecek

***

Ruhan Selçuk, İlhan Selçuk ve Ülfet Hanıma sabırlar, büyük Cumhuriyet ailesine başsağlığı dileyerek...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hasetle hasretle Demirel 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları