Ülkemizde son yılllarda görülmeyen ve tahmin dahi edilmeyen olaylar birbirini izliyor. Genel seçimlerden yeni çıkıldı. İktidardaki parti yine gücünü koruyarak işbaşında kaldı. Ancak ne yazık ki toplum sanki diken üzerinde yaşamaya çalışıyor. Böylelikle huzursuzluk sporumuza ve özellikle futbolumuza sıçradı. Elbette şike özellikle sporda hoş olmayan, kabul edilemez bir olaydır. Ne var ki bunu önleyebilmek çok zordur. Bilindiği gibi iki türlü şike vardır. Birincisi çıkar karşılığı diğeri de hatır şikesidir. Hatır şikesi, oyuncular arasında adeta empati kurularak gerçekleşir. Güçsüz olan, güçlü rakibinin karşısında boynunu bükünce sanki akan sular durur. Hele bu ikisi arasında artı veya eksi alınacak puanların sıralamada değeri yoksa, hatır şikesine kimse engel olamaz. Son olarak, gündemin başında yer alan şike soruşturmasının, kamuoyuna mal olan, kısmi de olsa kabul edilecek tarafı yoktur. Bu şike olayının en başında, 2010/11 döneminin şampiyon takımı Fenerbahçe’nin yer alması üzüntü dolu olup düşündürücüdür.

Ne yazık ki, şu ana kadar kamuoyuna intikal eden olayların en başında şampiyon takımın kulüp Başkanı Aziz Yıldırım gözükmektedir. Aziz Bey’in rahatsızlığını atlatmasını ve bu pis işin içinden temiz olarak çıkmasını dileriz. Ama bugüne kadar her konuda, hatta federasyonun oluşmasında bile son sözü söyleyen kişi olmaya soyunması ile aşırı hırsı onun sonunu getirmiştir.

Futbolumuzda patlak veren bu olayın başta gelen sebebi, hırstan öte, akıl almaz şekilde kolaylıkla elde edilen paradır. Bu paranın dağıtımı da normal olmayıp kayıt dışı olması sebebiyle, güçlü ve özellikle hile yolunu bilenler aslan payına sahip olabilmektedir. Böylelikle, dönen paranın dağıtımında haliyle hoş olmayan durumlar olacaktır. Yıllardan bu yana söylenen kulüplerin yasası çıkarılmaması bu işi yol edenlerin iştahlarını kabartmıştır. İktidar dün Gençlik ve Spor Bakanı olarak Suat Kılıç’ı açıkladı. Sporda doğruların ve başarıların yücelmesi için öncelikle kulüplerin yasasını çıkarmalıdır.

Bu olaya yargı el koymuş bulunmaktadır. Yargının kararı yıllarca sürecektir. Bu bakımdan futbolumuzun darbeye maruz kalmaması için yeni Başkan Mehmet Ali Aydınlar ve arkadaşlarının ileriye dönük bir karar almaları ve kesin suçlu olmasına karar verilmeden, kulüpleri cezalandırmaları telafisi mümkün olmayan yaraların açılmasına neden olacaktır. Türk futbolu derin bir yara almıştır. Dileriz sağduyu galip gelir ve bu fırtınadan kısa zamanda kurtuluruz.