\n\n\n

Futbolda yaz tatili başladı. Ancak arada bir ulusal maç var. 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde 3 Haziran 2011 tarihinde Belçika ile ünlü Heysel yeni adıyla Kral Boudoin Stadı’nda deplasman maçı yapacağız. Takımımızın başında ünlü bir isim Guus Hiddink var. Daha önce yapılan bir karşılaşmada Azerbaycan yenilgisi ile büyük yara alındı. Eğer ki bir hafta sonra Belçika önünde puan kaybedersek, 2012’de yapılacak Avrupa Şampiyonası’nda seyirci olacağız. Bu konuda Guss Hiddink yönünden alınan haberler iç açıcı değil, çünkü Hiddink’in İngiltere’ye Chelsea takımına gideceği yolunda söylentiler var. Bu konuda Hiddink susmayı yeğliyor.

Dönelim yine içeriye. Süper Lig’de Fenerbahçe ile Trabzonspor arasında süren çekişme ve Sarı - Lacivertlilerin averajla şampiyon olmasının yankıları Karadeniz’de fırtınaya dönüştü, yürüyüşler yapılıyor. Bu arada transfer furyası erken başladı. Sakat denilerek oynatılmayan Karabüksporlu Emenike hemen Fenerbahçe’ye transfer oldu. Doğrusu ilginç bir pazarlık galiba. Üstüne bir de Emre olayı çıktı. Bakalım bu işin sonu nereye varacak!..

Süper Lig’e yükselen Samsunspor, Mersin İdmanyurdu’ndan sonra gelen takım Orduspor oldu. Final maçı Orduspor ile Gaziantep BŞB arasında idi. Ankara 19 Mayıs Stadı’nda oynanan bu maç için 17 bin 500 bilet satışa çıktı. Biletler günler öncesi birkaç saat içinde satıldı. Maç başlamadan önce bilet bulamadığı için yüzlerce kişi kapılarda bekledi. Sanki Ordu ili Ankara’ya taşınmıştı. Protokol tribünündekiler ve görevlileri ile emniyet güçlerini eklersek 20 bine yakın kişi bu maçtaydı. Bir yönüyle 2010-11 futbol döneminde Ankara’da en fazla seyirci toplayan maç bu oldu. Orduspor’un arkasında olan bu seyirci elbette büyük güç ve destek. Ama bir noktayı unutmamaları gerekiyor: Dost acı söyler, 1967 yılında lige alınma madalyalarını naçizane bendeniz törenle vermiştim. Orduspor’a tekrar başarılar diliyoruz.

Avrupa Şampiyon Kulüpler finalinde Barcelona, deplasmanda üstelik kendi sahasında Manchester United’ı 3-1 yendi. Katalonya’da bayram var. Diyeceğimiz başka, bilindiği gibi hem Barcelona ve hem de Manchester United’a bizi milli kuruluşumuz Türk Hava Yolları sponsor. Tesadüf bu kadar olur, ama bu karşılaşmada sahada THY ile ilgili reklam içeren döviz göremedik. Var ise neden ekranlara gelemedi? Haklarını yemeyelim, maçı anlatan spiker bir ara kaldığı otelde THY’nin yayınladığı Sky Life adlı dergiyi gördüğünü, gururlandığını söyledi. Aman ne büyük onur? Ayrıca THY Katalonları özel uçakla götürdü ve getirdi. Dahası var. THY teniste de sponsor, kime derseniz Polonya asıllı Danimarka uyruklu bir genç kıza, adı Caroline Wozniacki, şirin bir sporcu ama THY sponsor olduktan bu yana büyük küçük tüm turnuvalarda bu kızı yok, eleniyor. Son olarak Paris’te halen oynanmakta olan Roland Garros Tenis Turnuvası’nda çeyrek finale gelmeden elendi.

\n\n