Bu yazıyı O’na ayırdım. Ne güzel
anlamlar taşır Umut. Örneğin Romalı
Cicero zamanında “Hastalar için
hayat oldukça, umut da vardır”
demiş. Ya da Anadolulu Thales “Her
şeyin yok olduğu anda bile bir umut
vardır” derken bizim durumları sanki
yüzyıllar önce yaşamış. Sanki bu
sözler bizim UMUT’u anlatıyor.
Adam kendi takımında forma şansı
bulamazken umutlarını hiç yitirmedi
ve kulüpte ona şans vermeyen
Fatih hocası ile Milli Takım’a
birlikte mükemmel başlangıç yaptı.
Andorra’ya 3 attı, Romanya’ya
karşı umutlu oynamamızı sağladı.
Bu arada mütevazı duruşunu hiç
bozmadı. Hocası G.Saray’dan
gönderildi. “Eyvah” derken Mancini
de ona sarıldı. Dün gece yine
görevini en iyi şekilde yaparak
UMUT’larımızı son maça taşımaya
büyük katkı yaptı. Golünü attı. 2.
golün başlangıcını yaptı. Bravo sana
kardeşim Umut.
Evet Estonya zayıftı ama bizim
final maçlarından biri olduğu için
stresliydi. İyi top oynadık. Çünkü iyi
başladık. Kontrollü oynayıp onları
oyuna sokmadık. Sadece ilk golden
sonraki 10 dakika bocaladık kısa
süreli panik yaptık ama oyunun
geneli bizim kontrolümüzde geçti.
Tüm oyuncularımız iyi oynadı. Çünkü
başlarında usta bir hocaları vardı.
Fatih hoca ile çıkış yapan ve umutları
son maça taşıyan her oyuncuya
bravo... Bu durumların yani ‘yumurta
kapı’ meselelerinin uzmanı Fatih
Terim’e de herkesten bir fazla bravo.
Salı akşamı “Bayram Bayram Hey”
diyebilirsek ne mutlu bize..