Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Aslında fırsat falan yoktu...
Var sanılan kimi fırsatlar, aslında yokturlar. Biz onların var olduklarını vehmederiz, oysa pratikte hiçbir zaman olmamışlardır.
AKP-CHP koalisyon fırsatı da işte aynen öyle aslında gerçekleşmesi mümkün olmayan bir durumdu.
Öyle olunca da rahatlıkla diyebiliyoruz ki:
- Fırsat mırsat yoktu ki kaçsındı!
Aslında AKP-CHP büyük koalisyonu, iyi bir fırsat olurdu, eğer müzakerenin perde arkasındaki tarafı Tayyip Bey’in uzlaşma konusunda en ufak bir isteği olmuş olsaydı.
Çünkü Türkiye’nin durumu büyük bir uzlaşmanın mekanizmasının kurulmasını elzem hale getirmiş bulunmaktaydı.
Tam böyle bir ortamda, bütün Türkiye coğrafyasında, uzlaşmanın ertelenemez noktaya gelip dayandığı bir sırada, sandıktan da koalisyon çıkıyordu.
Türkiye’nin karşı karşıya bulunduğu sorunlar, geniş tabanlı AKP-CHP koalisyonunu, tercih edilir hale getirmişti. Çünkü karşı karşıya bulunulan sorunların her biri sağlam mutabakatları zorunlu kılmaktaydı.
Tabii ki, geniş tabanlı AKP-CHP ortaklığında uzlaşma tabanları birbirlerine yakın, muhafazakâr, AKP-MHP ortaklığına oranla daha güç olacaktı.
Ama zaten sorunların nitelikleri de zor ulaşılır mutabakatları zorunlu kılmaktaydı.
***
Böyle bir ortamda başlayan görüşmeler, bir fırsat oluşturabilirdi, eğer amaç uzlaşmak olmuş olsaydı.
Ama ortada öyle bir niyet yoktu.
Bir kere masada boy gösteren taraflardan birinin iradesi ipotek altındaydı.
O, anlaşmamak üzere oraya gönderilmişti. Anlaşması değil, dostlar alışverişte görsün kabilinden yapılan müzakerelerde kamuoyunda, “uzlaşmaya çalışıyor” algısı yaratmak için görüşmeleri biraz uzatması bile ihanetle suçlanmasına yetmişti.
Düşünün şimdi, mutabakat sağlamaya çalışıyor görüntüsünün bile ihanet ile suçlandığı bir müzakerenin fırsat olarak nitelendirilmesi mümkün mü?
Evet görüşmeler, her türlü koalisyon olasılığını saf dışı etmek, erken seçimi zorlamak için yapıldığına göre, tabii ki fırsat falan yoktu ortada.
Çözüm görüşmeleri diye sunulan erken seçimi garantileyecek çözümsüzlük görüşmeleriydi.
***
Peki , koalisyonu saf dışı bırakarak varılacak bir erken seçim çözüm müdür?
Hayır!
Bir kere, yeni bir seçimin AKP’ye bu kez tek başına iktidarı sağlayacağına dair hiçbir güvence yoktur.
Kaldı ki, Tayyip Bey 300 kişilik bir çoğunluk bile sağlasa yine de, tek başına bu ülkeyi yönetebilecek durumda olamayacaktır. Bölgenin içinde bulunduğu durum, ekonominin yapısal bozuklukları, toplumun içinde bulunduğu sürekli gerginliğin sonucu olan yönetilebilir olmama durumu, nihayet tarafların uzlaşmaz tutumları yüzünden gittikçe daha tehlikeli hal alan Kürt sorunu artık geniş mutabakatı kaçınılmaz kılıyor.
Bunu çok kişi görüyor, Tayyip Bey hariç.
Bu durumda Türkiye’nin şu andaki en büyük sorunu, çözümlerin önündeki, en büyük kronikleşmiş engel Tayyip Bey’dir demek yanlış mı?
Öyle ya! Tayyip Bey’in olduğu yerde uzlaşma fırsatı falan hiçbir zaman olamaz.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke