Daha ilk adımda belli oldu

Daha ilk adımda belli oldu

05.07.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Öykü bu ya tarihin en ünlü dört komutanı, Sovyet devriminin yıldönümünde Kremlin’in balkonundan geçit resmini izliyorlarmış. İskender gözünü füzelere dikmiş, kendi kendine mırıldanıyormuş:

- Bu savaş arabaları bende olsaydı, dünyanın kalanını da fethederdim.

Sezar balistik füzelere takılmış hayıfla başını sallıyormuş:

- Bu oklar bende olsaydı, daha büyük zaferler kazanırdım.

Napolyon ise hiçbiri ile ilgilenmiyor, yalnızca parti devletinin yayın organı Pravda’nın sayfalarını çevirirken bir yandan da söyleniyormuş:

- O zamanlar, bu medya bende olsaydı, Rusya seferinin bozgun değil de zafer olduğuna bütün dünyayı inandırırdım.

Daha önce de bu köşede yayımladığımız öykü sanki NATO’nun Madrid zirvesi için uydurulmuş gibi.

İşlevi dezenformasyon olan yandaş medyanın amiral gemisi Hürriyet, 30 Haziran perşembe günü büyük telaş içinde şu manşeti atmıştı:

- Türkiye kazandı. 

Ama, inandırıcı olabilmek  için Türkiye’nin kazandığı kanaatinin Avrupa’nın görüşü olduğunu belirten Hürriyet, yine doğruyu söylemiyordu.

***

Nitekim, Hürriyet’in deneyimli ve haysiyetli kalemi Sedat Ergin, olaya doğru yaklaşıp, belirli çevreleri üzmemeye özen göstererek de olsa, Finlandiya ve İsveç’in teröre destek vermeyeceklerini taahhüt etmeleri üzerine,Türkiye’nin vetoyu kaldırmasından kimin kazançlı çıktığının ancak uygulamadan sonra açığa çıkacağının altını çiziyordu.

Evet İsveç ve Finlandiya, Türkiye’nin NATO üyeliklerine rıza göstermesi için bir dizi yükümlülük altına girmişlerdi. Ama bunlar eninde sonunda vaatten öteye geçmiyordu.

Bu vaatler yaşama geçecekler miydi? PKK’nin terör örgütü olduğunu kabul eden iki İskandinav ülkesinin, PYD için ne yapacaklarını uygulama gösterecekti. 

Bunun için beklemeye gerek kalmadı. İsveç ve Finlandiya, PYD’yi terör örgütü olarak görmediklerini hemen açıkladılar. Türkiye bir kez aldatılmıştı.

Olayı “sen kazandın, ben kazandım” kısır çekişmesine düşmeden incelediğimizde görürüz ki yine de fazla bir kayıp yoktur. Çünkü üçlü mutabakat metni TBMM’de onaylanmadıkça İsveç ve Finlandiya’ya NATO kapısı açılmayacaktır. Şimdi bütün mesele AKP’nin bu yolu kullanıp kullanmayacağıdır. Kendisinin şimdiye dek ısrarla “kullanırım” demiş olmasına karşın, AKP daha önce “yaparım ederim, asarım keserim” dese de çark ettiğinden pek inandırıcı olamıyor.

***

Kaldı ki olaya kazanıp, kaybetmek açısından değil de bir güvenlik örgütü olan NATO’nun işlevi açısından yaklaştığımız zaman görürüz ki Türkiye’nin bugünkü haliyle pek fazla bir direnme gücü de yoktur. Emperyalizme karşı savaşabilmek için bir ülkenin topyekûn direnme gücünün olması gerekmektedir, ürettiğinden çok tüketen, ayakta durmak için dış kaynağa ihtiyaç duyan iktidarların bu tür politikalar uygulamaları imkânsızdır. O yüzden AKP’nin bugün içine düştüğü durumun, bu günlerden çok önce ülkenin topyekûn zaaf haline düşme noktasındayken düşünülmesi gerekmekteydi. Yoksa bu haldeyken iş işten geçmiş oluyor.

Bir güvenlik örgütü olan NATO’nun üyesi Türkiye’nin teröre karşı savunma mekanizmalarının güvenli olması, İsveç ve Finlandiya’nın üyelik istemlerinden önce, bizzat örgütün patronu ABD’nin, Türkiye’nin güvenliğini tehdit eden politikalar gütmesi, bu örgüte para silah, malzeme ve mühimmat yardımı yapması, adeta terör örgütünün stratejik ortağı gibi davranması sırasında gündeme getirilip, önlenmesi gereken bir husustu.

Yoksa siz örgütün patronu ABD’nin terör örgütü PYD’nin stratejik ortağı olmasına ses çıkarmaz da ikincil derecedeki faillere sert çıkma yolunu tutarsanız, İsveç ve Finlandiya’ya karşı da inandırıcı olamazsınız.

Madrid zirvesinde varılan mutabakatın geleceğinin ne olacağı daha ilk adımda belli olmuştur.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023