Devletine karşı meşru müdafaa

Devletine karşı meşru müdafaa

28.05.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’de gündem her gün değil, her an değişiyor. Sedat Peker’in, sistemi ve iktidarı tabanından sarsan açıklamaları da daha yenileri yayımlanırken gündemin birinci sırasından kaydı.. Artık kim ne derse desin, gündemin en önemli konusu ne Sedat Peker’dir ne Süleyman Soylu.

Artık gündemin birinci maddesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, muhalefet liderlerinden Meral Akşener’in Rize’de uğradığı, önceden tasarlanmış izlenimi veren saldırıya gösterdiği tepkidir.

Meral Hanım’ın Rize’de maruz kaldığı linç teşebbüsü son anda partililerinin gayretleriyle zorlukla önlenebilmiştir.

Bu girişim, devletin tüm erklerinin tek sahibi AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Meral Hanım’a verilmiş bir ders olarak nitelenmiştir. Tayyip Bey’in görüşüne göre çok ileri gitmeden verilmiş bir derstir bu. Ve bunlar daha iyi günlerdir. Daha neler olacaktır neler...

Ne yalan söyleyeyim, bütün bunları görünce korktum. Aklıma, daha neler olacağını Tayyip Bey’e sormak geldi.

Ama “daha neler olacak”ların olmaya başlamasının eli kulağındayken, “Sahi Sayın Cumhurbaşkanı daha neler olacak söyler misiniz?” demeye cesaret edemedim. Korktum ve susuyorum. 

***

Bu saldırı olayıyla, saldırının kendisinden bile çok daha önemli olan Tayyip Bey’in tepkisi bir anda Sedat Peker’in açıklamalarını da geri plana itivermiştir. Çünkü artık devlet nerede biter, mafya nerede başlar sorusunun önemi kalmamıştır. Vatandaşa ders vermeyi amaçlayan şiddet hareketi devletin onayını aldıktan sonra, vatandaş için mafya, devlet ayrımı mı kalmıştır ki bunların ilişkilerinin niteliğinin bir önemi olsun!

Bu ve benzeri ders verme olayları iki şekilde gerçekleşebilir. Birincisi, kimi serdengeçtiler durumdan vazife çıkararak ya da iktidar yandaşlarının kışkırtmalarına kapılarak ders verme eylemini yaşama geçirmeye karar verir. Bu durum karşısında normal düzenlerde vatandaş, devlete başvurarak korunmasını talep eder. Hemen belirteyim ki devletin vatandaşı korumak üzere harekete geçmek için saldırının hedefinde olanın talepte bulunmasına gerek yoktur. Devlet bu saldırıyı haber alır almaz -ki haber almak da görevidir- resen duruma müdahale ederek şiddeti engelleyip sonra da yargıya sevk etmek zorundadır.

AKP’nin önde gelen ideologlarından mahalle baskısı kurumunun savunucusu âlim Hayrettin Karaman böyle bir durumda devletin harekete geçmemesi ve saldırının önünü açarak mahalle baskısı kurumunu devreye sokmasını salık veriyor yazılarında.

Ya da vatandaşın tedip edilmesi (edeplendirilmesi) ve eleştiriden vazgeçmesi için devlet, işi durumdan vazife çıkaranlara bırakmayıp operasyonu kendi cezandırma aygıtlarını (bekçi, polis gibi kolluk güçleri ve cezalandırma aygıtı savcı ve yargıçlardan oluşan yargı) kullanarak gerçekleştirme yolunu tutar. Bu iki durumda da devlet ders verme eyleminin aktif ya da pasif olarak içinde yer alır.

***

Bu durumda vatandaşı savunacak kimse yoktur. Vatandaş kendini savunmak zorundadır. Artık vatandaş, meşru müdafaa halindedir, hem organize suç örgütlerine, hem mahalle baskısına hem de devletine karşı. O noktadan itibaren sözü edilen üç kurum arasında bir fark yoktur.

Bugün yeryüzünde kendi devletine karşı meşru müdafaa halinde çok kişi var. Onlar savaştan da daha tehlikeli koşullar içinde yaşamaktalar.

İnsanların kendi devletlerine karşı meşru müdafaa halinde yaşadıkları topraklar da onlara vatan olmazlar. O toprak parçaları vatan değil, olsa olsa iskân izni alınmış çorak arazilerdir.

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023