Her gün hapishane haberlerine bakıyorum, bizim için yatanların halleri nicedir haberim olsun diye.

Dün de öyle yaptım. İşte size hapishanelerden haberler:

Mersin’de 1 yıl 3 ay hapis cezası verilen meslek lisesi öğrencisi M.K. içeride yattığı süre göz önünde bulundurularak tahliye edilmiş. Tam “Neyse nihayet iyi bir haber” diyecekken, düşünüyorum. 16 yaşındaki çocuk neden tutuklanmış, adı neymiş, cumhurbaşkanına bıyık çizmekten nasıl ceza alır?

M.K. bir afişin üzerindeki cumhurbaşkanının resmine bıyık çizdiği icin tutuklanmış, yaklaşık 40 güne yakın süredir de içerideymiş. Hangi insan topluluğunda 16 yaşında bir çocuk cumhurbaşkanının resmine bıyık çizdi diye tutuklanır? Devlet, 16 yaşındaki çocuğu korur kollar. Nitekim gazetelerde tutuklu olarak adının yazılmaması bundandır. Fotoğrafı yayımlansa gözüne bant koyacaklar tanınmasın diye, devlet cumhurbaşkanına byık taktığı için tutuklanan çocuğu korumak gerekçesiyle adının yazılmasını yasaklıyor. Ama aynı çocuğu kendisi tutuklamaktan çekinmiyor.

Bu nasıl koruma? 16 yaşında çocuğun cumhurbaşkanı afişine bıyık çizdiği için tutuklanması insanlık suçudur. Belki de daha doğrusu insanlık komedyası.

***

Beş kişilik bir heyet halinde, Silivri kampusunda tutuklu bulunan Merdan Yanardağ’ı ziyaretinden sonra basına açıklama yapan CHP milletvekili Utku Çakırözer; meslektaşımızın gazete, televizyon, saat, buzdolabı gibi zaruri ihtiyaçlarının karşılanmadığını söylüyor. Aslında haberin doğrusunda Silivri Cezaevi’nin şimdiki resmi adı yazıyor ama herkesin bildiği şekilde Silivri diye vermişler bizim arkadaşlar. Bu modern ceza ve tutukevinin adının değişmesinin nedeni, Silivrililerin bir dönemin hukukdışı zulmün simgesi haline gelen yerleşkenin adının kendi ilçeleriyle anılmasından utanmaları. Silivri’de yapılanların anılmasından utanıyor da millet, Silivri’de bunları yapmaktan utanmıyor. Merdan Yanardağ’ı gazete ve televizyon imkânlarından yoksun kılmak, onun tutukluluğunun bir tedbir olmayıp, bir cezalandırma, bir yıldırma aracı olduğunu gösteriyor. Merdan Yanardağ’ın yasalara göre orada gazeteden de televizyondan da bilgisayardan de yoksun kılınmaması gerek. Ama yasalara uyulsa zaten Merdan Yanardağ’ın orada bulunmaması da gerekiyor ya!

Merdan Yanardağ’ın orada bulunması hukuka yasaya uygun olmadığı için de tahliyesi için ileri sürülen hukuki gerekçelerin de bir anlamı olmuyor.

***

Merdan Yanardağ muhalif olduğundan orada. Hem de ne muhalif! Muhalifin hası!

Merdan Yanardağ sahibi ve yöneticisi olduğu TELE1 aracılğı ile gerçekleri ortaya serdiği, kumpasları deşifre ettiği, olayları sınıfsal yönleriyle gözler önüne serdiği için ona kızıyorlar, onu susturmaya çalışıyorlar.

Merdan Yanardağ hilelerini, hurdalarını, zulümlerini gözler önüne serdiği, Merdan Yanardağ kuru gürültüye pabuç bırakmadığı için kızıyorlar. Onun için hapsediyorlar onu.

Merdan Yanardağ Silivri’de yapılanlardan da tutukluluktan da yılmayacaktır.

Televizyon ve gazeteden yoksun kılınarak içinde yaşamaya mecbur bırakıldığı mutlak tecrit koşullarını da yenecektir.

Bizler bugünlerin ürünü olarak yazacağı “Hapishane Günlükleri”ni bekliyoruz.

Merdan Yanardağ’ın yatarı olmayan uydurma suçlamadan tutuklanması ve Silivri’deki uygulamalar birer insanlık suçudur.

Emekli General Çetin Doğan’a yapılan da aynı şekilde bir insanlık suçudur. Hasta olmasına rağmen ilaçlarına ulaşması engellenen Çetin Doğan’a yapılanlar ibreti âlem olsun diye yapılmaktadır.

Tabii bu arada yobaz takımının intikam duygularının da payı vardır.

Çetin Doğan’dan intikam alırken yobazlara karşı durmanın bedeli de ödetilmektedir.

Türkiye’yi her alanda iflasa sürükleyen iktidar, kimi zaman gözdağı vererek, kimi zaman sindirerek, kimi zaman intikam alarak, kimi zaman da düpedüz öldürecek yöntemleri kullanarak yoluna devam etmektedir. Amaç her yurttaşın kendi hapishanesini içinde taşıyarak hizaya getirilmesidir.