Recep Tayyip Erdoğan, şu an için ülkenin en güçlü karakteri. Yeni Cumhurbaşkanlığı sistemi ile tüm yasama, yürütme, hatta yargı onun dudağından çıkacak söze endeksli.
Mehmet Nuri Ersoy, yeni Kültür ve Turizm Bakanı. İş dünyasından gelen bir kişi.
Fahrettin Koca, Sağlık Bakanı. Medipol Sağlık Grubu’nun kurucusu. Bu 3 isim ‘yeni’ Türkiye’nin yönetiminde...
Ve Göksel Gümüşdağ... 2 dönemdir İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Başkanvekili. Hatta, İBB’deki tüm yetkinin Gümüşdağ’da olduğu ifade ediliyor. O da İstanbul’un ‘patronu..’
Bu 4 önemli ismin kesiştiği nokta ise geçen sezon 29. haftadaki G.Saray yenilgisine kadar şampiyonluğun en güçlü adayı Başakşehirspor’un etrafında toplanmaları.
Öncelikle İBB Başkanvekili Göksel Bey, kulübün hem patronu, hem başkanı. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, kulübe adını veren en büyük maddi desteği sağlayan Medipol’ün sahibi, ki geçen sezon kulüp TFF’ye, ‘Medipol BaşakşehirFK’ olarak tescillenmişti. Mehmet Nuri Ersoy, kulübün yönetim kurulu üyesi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise kulübün sayıları 1500-1600 kadar olan seyirci grubunun en seçkini. Öyle ki İstanbul’daki bir mitingde Sayın Erdoğan, katılımcılara seslenirken, “Gençler.. Bakın Başakşehir şampiyonluğa gidiyor, bir gün maça gelirim, tribünler boş olmaz..” demiş, F.Bahçe Kulüp üyesi olmasına rağmen, kalbinin kimin için attığını açık yüreklilikle ifade edilmişti.
Görüldüğü üzere Başakşehir’in yönetimi ve taraftarı (en azından nitelik bağlamında) Türkiye’nin en görkemli topluluğu!
Elbette bir de Başakşehir’in profesyonelce yönetilen futbol yapılanması var.
Kabul edelim ki, Türkiye’nin kalburüstü 5-6 isminden biri olan teknik direktör Abdullah Avcı, büyük çabalar harcayarak önemli bir marka oluşturdu. Her ne kadar, “gak diyince ekmek, guk diyince su” misalindeki gibi ‘sınırsız harcama’ yetkisine sahipse de çok çalıştı Abdullah Hoca; gençlerle, yaşı kemale ermiş yıldızlardan iyi bir kokteyl oluşturdu. Adebayor, Arda, Emre, Clichy, Kerim Frei, Volkan Babacan, İrfan Can, Visca gibi isimler enimim ki, bu yıl Başakşehir’i geçen sezonun bir ‘tık’ ötesine taşıyacaklar Abdullah Hoca ile... Geçen sezonun bir tık ötesi derken yanılmıyorsam, 34. haftanın uzatma dakikalarına kadar şampiyonluk kovalamışlardı, hatta G.Saray Göztepe’ye, F.Bahçe Konya’ya yenilse, şampiyon bile olabilirlerdi. Ama bir dahaki ‘bahara’ dediler.
Görünen o ki, Erdoğan gibi bir taraftarları, Göksel ve Mehmet Nuri Bey gibi iki yöneticisi, Fahrettin Bey gibi de bir isim sponsorları varsa Türkiye’de Başakşehir’in önünü kimse kes(e)mez!
Ama bir gerçek var ki, geçen yılın şampiyonu Galatasaray, Ali Koç’la dirilişi yaşayan Fenerbahçe, yeniden yapılanan Beşiktaş’la oynayacakları maçlarda bir VARmış,bir YOKmuş, oyunları sergilenirse, futbolu ‘din’ gibi gören camialar topa çok sert girer, benden söylemesi!

Kanayan yara taciz!
Şu sıralar futbol dünyası Mersin merkezli bir taciz skandalını konuşuyor. Olay, 2005 doğumlu bir futbolcu adayının antrenörü tarafından istismar edilmeye çalışılması. Önce ‘susalım’ denildi, sonra aile şikâyet etti ve istismar zanlısı antrenör tutuklandı. Yargı boyutu cezayı verecektir, çünkü ülkenin kanayan yarası bu tip sapık karakterler. Ama, TFF ve özellikle de TASKK işin üzerine gitmeli, Urfa, Batman gibi vilayetlerde kapsamlı bir çalışma yapmalı! Kulağımıza geldiği kadarı ile 81 ilin valisine TFF’den konuyla ilgili hassasiyet yazısı gitmiş, ama yetmez. Eğer, Fatih Terim’in TFF bünyesindeyken konuyla ilgili çalışması dikkate alınsa belki Mersinli futbolcu adayı evladımızı sapıkların elinden kurtarabilirdik! Ama âlem kör, elâlem sağır, ülke dilsiz olduğu için 13 yaşındaki genç futbol adayının uğradığı cinsel taciz, duyarlı bir ablanın araştırması ile su yüzüne çıktı. Ne diyeyim, bu işi yapanların, ama bilerek ama bilmeyerek örtenlerin artık sistemden ‘yok edilme’ zamanı gelmiştir.