Anlaşılan o ki Galatasaray’a 2-2’lik Fenerbahçe maçı sonrası bir şeyler oldu.

İster ‘erken şampiyonluk’ havası deyin ister mental ve fiziksel yorgunluk ya da Elmander gibi kritik bir ismin yokluğu, Sarı-Kırmızılılarda işler iyi gitmiyor. Bu bağlamda hem kupa elenişi hem yenilgiden yakalanan Trabzonspor beraberliği G.Saray için iyi bir erken uyarı.

Maçın geneline bakıyoruz; G.Saray kötü değil ama ısırmıyor, o geçen haftalardaki ‘agresiflik’ yok. Hırs, yerini biraz da hakemin garip kararları nedeniyle hırçınlığa bırakmış.

Elbette dün maçın koparılamayışında Trabzonspor’un Colman ve Zokora’yı Selçuk ve Melo’nun önünde çok iyi kullanması da rol oynadı ama play-off öncesi Sarı-Kırmızılılar sıkıntılarını çözümlemeli. Yoksa Fatih Terim’in ifadesiyle ‘Nereden peydah olduğu bilinmeyen’ 6 haftalık ekstra play-off’ta avantajını kaybeder.

Nedir bu sıkıntılar? Öncelikle Elmander’siz anlayışta çekilen gol sıkıntısı. İsveçlinin yerine oynayan Baros çözüm olamadı. Necati o havalarda değildi, ‘alternatif forvetler’ Yiğit’le Mehmet Batdal da “Bu takımın adamları değiliz” diye bağırdı. Oysa Mehmet 1-1 giderken topu kaleciye nişanlamasa belki G.Saray’ın yeni umudu olurdu. Ama futbol böyle bir şey. Galiba Mehmet’in yazgısı 1990’lı yılların sonuda Sarı-Kırmızılılarda oynayan Burak Akdiş’e benzeyecek. Yakaladığı fırsatları değerlendiremediği için takımdan kopacak. Bir diğer sıkıntı da agresiflik. Evet, Cüneyt Çakır garip kuralcılığı adına bazı oyuncuları çıldırttı. Ama iyi niyetliydi, eğer biraz heyecanlansa G.Saray Eboue’yi kaybederdi. Sar-Kırmızılılar çabucak halletmeli oyuncu-hakem ilişkisini...

Ve Semih’in pozisyonu... Genç stoper F.Bahçe maçında da hata yaptı, dün de kademeyi bozdu. Acaba Servet ya da Gökhan geri alır mı formayı? Neyse, G.Saray normal sezonun lideri... Play-off’ta ne olur bilinmez demeyeceğim; büyük olasılıkla bu takım şampiyon olur ama zorlanırlar mı rahat rahat mı yürürler kupaya, orası bilinmez.