Başarı ayrıntıda gizlidir der tarihçiler. Dünkü maçı da Galatasaray, ufak ayrıntılarla kazandı. Neydi bu ayrıntılar?

Rakibin zaafı olan hava toplarından yararlanmak, topu arka direğe geçirip, gol vuruşunu gerçekleştirmek. Hafta boyu Florya’da yapılan antrenmanların ürünüydü Melo’nun ofsayt tanımına uyan vuruşu. Çünkü Egemen ve Almeida’nın yokluğunda biliyordu ki Galatasaray, her ölü top ‘yarım gol..’ Gerçekten de Beşiktaş’ın iki uzunu olsa, Riera’nın kestiği top arada kalmazdı.

Ve ikinci gol. O da buram buram ayrıntı kokuyordu. Beşiktaş’ın yumuşak karnı İsmail’in yorulduğu dakikalarda üzerine gidecek hızlı bir açık!

Kim bu? Yılların yedeği ‘Figo Aydın.’ Aldığı ilk topu gol yaptı, hocasının kenarda anlattığı şablona uyarak. “Aydın rakibini üstüne git, terse çek, vur” dedi mi Terim, demedi mi bilemiyoruz ama aynen böyle yaptı genç oyuncu.

Buyrun size ikinci ayrıntı!

Elbette Muslera’nın standart üstü kurtarışları -ki Veli’nin vuruşunu her babayiğit çıkaramaz- Melo’nun yıpratıcı ve yırtıcı stili Galatasaray’ın artıları idi. İyi oynamadılar belki ama mental olarak da, istenç olarak da kazanmaya geldiler, 3 puanı alıp Süper Finale’e ‘Süper başlangıç’ yaptılar. Ve Fenerbahçe’yi de yenerlerse artık Galatasaray için ‘şampi...’ diyebiliriz.

Peki Beşiktaş ne yaptı? Oynamayanlar ve oynar gibi yapanların sayısı yarıdan fazla olunca yenilgi bağıra bağıra geldi. Fernandes dışında belki biraz Ernst. Ama bu iki oyuncu dışında ‘maç başı para’yı hak eden futbolcu yoktu. Böyle bir derbi oynayamazsın, oynarsan yenilirsin! Ve bir ayrıntı daha; son 5 dakika geçrekten kâbus gibiydi. Sahaya girenler, girmeye çalışanlar, biraz da ‘artistik’ hareketler yapan Eboue’ye atılan yabancı maddeler. Fatih Terim baktı Eboue, Çarşı’nın yoğun olduğu sağ kenarda oynarsa maç bitmeyecek, sol bek Hakan’ı, sağa, sağ bek Eboue’yi de sola çekti, seyircinin ‘göz teması’nı kesti, maç da bitti.

Bu da önemli bir ayrıntı!

Sahi ne demiş eskiler, “Medeniyet de, başarı da, şeytan da ayrıntıda gizlidir...”

\n\n