Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İçişlerine müdahale nasıl önlenir?
Ankara’da 10 büyükelçinin Osman Kavala’ya ilişkin çıkışıyla gündeme gelen diplomatik bunalım, Dışişleri Bakanlığı’nın çabası ve 10 büyükelçinin önceki gün yaptığı açıklamayla sona erdi. Belli ki kapalı kapılar ardında yoğun bir trafik yaşandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Persona non grata ilan edilsinler” yönündeki isteğinin, daha büyük sorunlara yol açacağı anlaşıldı. Söz konusu 10 büyükelçinin temsil ettikleri devletlerin de karşılıklılık ilkesine göre hareket etmesi halinde, sorunun daha da ağırlaşacağı saptandı.
Gerilimin diplomatik, politik, ekonomik yönleri var. Tartışalım...
Birincisi, büyükelçilerin talebinin, ülkemizin içişlerine müdahale olduğu açık. Lakin yakın geçmişte Rahip Brunson ve Deniz Yücel örnekleri belleklerde. İlkinde ABD, ikincisinde Almanya, Türkiye’ye baskı yaparak, yurttaşlarını hapisten çıkarmış, alıp götürmüşlerdi. O zaman içişlerimize müdahale, o dönem yargıya müdahale eleştirileri aklına gelmemişti iktidarın. Bu iki örneğe bakan büyükelçiler de muhtemelen, Kavala için Türkiye’ye baskı yaparlarsa, sonuç alacaklarını düşündüler.
İkincisi, insan hakları konusunun ülkelerin iç işi olmaktan çıktığı, tüm insanları, tüm dünyayı ilgilendirdiği yönündeki yaklaşım tutarlı değil. Bir beklentiyi içeriyor, o kadar. Çünkü büyük devletler, emperyalist güçler, başka ülkeleri işgal ederek, başka ülkelerde darbeleri, darbe girişimlerini destekleyerek, terör örgütlerine her türlü desteği vererek, insan haklarını hiçe sayıyorlar. Sonra da kalkıp insan hakları ihlallerini gerekçe göstererek, başka ülkelerin içişlerine müdahale ediyorlar. Bunu da başta ABD olmak üzere en çok Batılı ülkeler yapıyor. ABD’nin, kıtanın yerli halklarına, kendi yurttaşlarına (siyahlara, 2. Dünya Savaşı’nda Japon kökenli ABD yurttaşlarına), başka milletlere yaptıkları ortada. Kızılderililerden Afrikalılara, Meksikalılardan Asyalılara liste uzun. Kore, Vietnam, Irak, Küba, Suriye, Afganistan, Şili, Venezüella, İran ve Türkiye de bu listeye dahil. O yüzden ABD ve müttefiklerinin insan hakları konusunda hiçbir inandırıcılığı ve samimiyeti bulunmuyor.
GÜÇLÜ EKONOMİ, GÜÇLÜ HUKUK, GÜÇLÜ DEVLET
Üçüncüsü, Türkiye; imza attığı, taraf olduğu uluslararası antlaşmalara, anayasası gereği uymakla yükümlü. Kaldı ki ciddi bir devlet olmak da bunu gerektirir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, hukukun üstünlüğü de bunu zorunlu kılar. Büyük güçlerin, hukuki sorunları gerekçe gösterip araç olarak kullanmasının önüne geçmek, içişlerimize müdahale etmeye kalkışmasını engellemek için de yetkin ve saygın bir adalet mekanizması şart. Türk milleti bunu talep ettiği ve buna layık olduğu gibi, hukuk devleti; toplumsal barış, ulusal bütünlük, demokratik istikrar ve güçlü bir ekonomi için de gereklidir.
Dördüncüsü, ekonomik güç olmayınca, siyasi güç ve diplomatik güç de sınırlı oluyor. Ekonomik kırılganlık, dışarıdan yapılan baskılara direnmeyi zorlaştırıyor. Son yaşanan bunalımda da bu görüldü. Dolar yükselirken TL değer kaybetti.
Sonuçta, içişlerine müdahale edilmesini önlemek için ekonomide güçlü olmak gerekir. İç siyasete yönelik mesajların, dış politikada karşılığı yoktur.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
-
Trump döneminde ABD ve dünya nereye gidiyor?
-
Yurttaşın Ekonomi Çığlığı:
-
'Erken kaos bekliyorum' Fatih Ergin açıkladı!
-
Türkiye’de siyasi ve toplumsal baskı artıyor
-
'Bilirkişi' skandalı kamuoyuna açıklanmıştı:
-
Uğur Mumcusuz 32 yıl: Öldürüldük ey halkım unutma bizi!
-
Doğuma 1 hafta kala bebeklerini kaybettiler!
-
76 kişiye mezar olan otelde son kez arama yapılacak...
-
Özdağ’dan ilk mesaj: ‘Tek endişem Kozinoğlu gibi suikast
En Çok Okunan Haberler
-
Bir belediyeye daha kayyum atandı!
-
Mansur Yavaş'tan 'anket' açıklaması
-
Alıkoyup darbettiler, sosyal medyada paylaştılar
-
'Etek giydirme' kavgası ölümle bitti!
-
Soruşturmada flaş gelişme!
-
'Kahtalı Mıçe'den acı haber!
-
Tüzel kişiler için KKM sona erdi
-
İYİ Parti kurmaylarından çarpıcı değerlendirme
-
İmamoğlu'na 'adaylık' çağrısı!
-
TÜSİAD’a efelenmek