Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
İktisatsız istiklal mümkün müdür?
Türkiye’nin ekonomideki yapısal sorunlarına, salgın hastalığın yükü de eklenince, ekonomi daha da kötüleşti. Bu gerçek, büyüme oranlarıyla, işsizlik verileriyle, istihdam göstergeleriyle, hayat pahalılığıyla görüldüğü gibi, esnafın, köylünün, çiftçinin haline de yansıyor. Üretim ekonomisinden kopmanın; ne var ne yok satan bir özelleştirme programının; planlamayı unutmanın; tarım, sanayi, hizmet sektörü arasındaki dengeyi kuramamanın sonuçları bunlar.
Ekonominin ulusal ve üretken olması için gereken şartlar sağlanamayınca, güçlü bir ekonomi, bağımsız bir dış politika da mümkün değil. Ne tasarruf bilinci var ne milli bir bankacılık anlayışı. Dış kaynak ihtiyacı yapısal. Yüksek faiz, yüksek enflasyon, yüksek döviz kuru, yüksek işsizlik, yüksek dış borç sarmalında bir ekonomisi var Türkiye’nin. Bunlara ilaveten demokrasi ve hukuk alanında da çıta düşünce, yabancı yatırımcı çekmek çok kolay olmuyor. ABD’yle yaşanan her gerilim, ekonomiye de yansıyor.
Bu çıkmazdan kurtulmak için, halkçı, kamucu politikalar izlemek şart. Planlama şart. Olanaklarımızı ve önceliklerimizi doğru şekilde saptayıp sıraladıktan sonra, üretim seferberliğine yönelmek şart. Bankacılık sisteminin milli olması, üreticiyi, sanayiciyi, yatırımcıyı gözetmesi şart. Yüksek teknoloji içeren, katma değer yaratan bir sanayileşme politikası şart.
Türkiye bunları başarabilir mi peki? Elbette başarır. Cumhuriyet, dün başarmıştı. Yarın yine başarır. Yeter ki Cumhuriyetin ideolojisini, birikimini, deneyimini, kültürünü, özgüvenini kıskançlıkla ve kararlılıkla sahiplenen politikalar izlensin. Geçmişe dönüp neyi nasıl yaptığımıza bakalım kısaca...
MALİ EGEMENLİK VE MİLLİ EGEMENLİK
Cumhuriyetin kuruluş sürecinde, Merkez Bankası yoktu. Tek milli banka, Mithat Paşa tarafından kurulan Ziraat Bankası’ydı. 23 yabancı banka vardı. Bunlar da ağırlıklı olarak ithalat ve ihracat için kredi veriyorlardı Türklere. Osmanlı Bankası dahil, mevduatın çok azını kredi olarak kullandırıyorlardı Türk girişimcilere. Yatırım yapmak isteyen sanayicilere, kredi vermekten çekiniyorlardı. Cumhuriyet, böyle bir bankacılık sistemi devraldığından, hızlı adımlar atmak zorundaydı. Öyle de yaptı.
26 Ağustos 1924’te, yani Büyük Taarruz’dan tam iki yıl sonra, bilinçli bir tarih seçimiyle, Türkiye İş Bankası kuruldu. 19 Nisan 1925’te, Türkiye Sınai ve Maadin Bankası kuruldu. Hedefi, sanayi ve madenleri işletmek, geliştirmekti. 1927’de Emlak ve Eytam Bankası kuruldu. Hedefi inşaat sektörünü desteklemekti. 1930’da Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kuruldu. 1932’de Türkiye Sanayi ve Kredi Bankası kuruldu. Hedefi, sanayiciyi desteklemekti. 1933’te Sümerbank kuruldu. 1933’te Türkiye Halk Bankası kuruldu. 1935’te Etibank kuruldu. 1937’de DenizBank kuruldu.
Üretimi, yatırımı, istihdamı, sağlıklı büyümeyi, bütüncül kalkınmayı amaçlayan Cumhuriyetin ekonomideki mucizesi, güçlü bir mali disiplinle gerçekleşti.
Çünkü Mustafa Kemal Atatürk, mali egemenlik olmadan milli egemenlik olmayacağını iyi biliyordu. Çünkü Atatürk’e göre; iktisatsız istiklal mümkün değildi.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!