Barış Günü’nde Dedola: Kemal yaşıyor!

Barış Günü’nde Dedola: Kemal yaşıyor!

03.09.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Fransız Loulou Dedola’yı hatırlarsınız. Daha önce, kendisini “Kemalist” olarak tanımlayan bir müzisyen ve yazar olarak mücadelesini aktarmıştım. Ayrıca ocak sonunda bir söyleşi için İstanbul’a davet etmiştim. Dedola, 10 kişilik ekibi ile yeniden ülkemize geldi. Aralarında kendileri de müzisyen olan iki oğlu Adedola ve İskender, Adedola’nın eşi olan ve güzelliğiyle Kleopatra’nın nedimesi gibi duran zarif Firenze, Dedola’nın 6 yaşından bu yana en yakın arkadaşı olan, ona hiç “ihanet etmemiş” Gerald “Gege” Covarel, lojistikten sorumlu Albert Ceretti, onun eşi, dansçılardan Helene de vardı. Loulou’ya beş çocuk veren değerli eşi, Fildişi Sahilleri’nden Marceline, yani Dedola ve RCP grubu Bodrum’un sanatsever Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın davetlisiydiler. Antik tiyatroda, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde çarpıcı bir konser verdiler. Keşke Covid gölgesinde kalmadan, daha kalabalık ve mesafesiz olabilseydi. Dedola, hem Atatürk ve onun efsanevi sloganı “Yurtta sulh, cihanda sulh” etrafında 3-4 parça bestelemiş hem de kendi geliştirdiği müziğin çarpıcı örneklerini Bodrum için hazırlamış. Reggae-rap-Fransız rock-etnik Afrika müziği-protest rock arasında gidip gelen parçaları coşkulu ve sizi kendi etkisine alıyor! Sahne ve müzik keyfi açısından çok başarılı olan konser, mecburen kısa yorumlarla geçildi ve saat tam 23.00’te bitirildi. Kaymakamlık ancak bu kadarına müsaade etmişti. 

Dünya Barış Günü, her şeyden çok daha önemli bir “gün”. Dünyada barıştan ve tüm insanların birbirine duyduğu sevgi ve saygı içinde yaşamasından daha üstün bir değer olabilir mi? Her insana, adaletin tam yaşanabildiği, her dünya vatandaşının kendini savunma hakkını özgürce kullanabildiği, kimsenin sesini duyurmak için “ölüm orucu”na gereksinim duymadığı bir dünya diliyorum! 

Ayakta kalan tek ideoloji

Dedola, özetle 20. yüzyıla damgasını vuran faşizm, sosyalizm-komünizm ve 21. yüzyılı etkisi altına almaya çalışan köktendincilik-liberal vahşi kapitalizm arasından hiçbirinin çağımızda geçerli çıkış olamadığını, aralarında yalnız Kemalizmin ayakta kalmayı başarabileceğini savunuyor (Bu da yıllardır Kemalizmi bir “izm” olarak kabul edememiş bazı “kompleksli solcu”larımıza ders olsun!) Kemalizmi, Batı ülkeleri ve Afrika dahil, bugünün sorunları açısından tek yol açıcı alternatif olarak görüyor. “Yurtta sulh, cihanda sulh” sloganı ise onun her an gözlerini yaşartan evrensel bir duruşun adı. Hatta size şunu söyleyebilirim ki belki bu cümlenin derin anlamını birçok Türkten daha iyi içselleştirdiği bir noktaya gelmiş...

Hani ülkemizde, yıllardır “siyasiler” ince veya abartılı bindirmelerle her sıkıştıklarında Atatürkümüze saldırıyorlar ya? Hani bazı sözde Diyanet Başkanları ve görevlileri ama özde nankör, saygısız bazı insanlar, milleti birbirine düşürmek istercesine, provokasyon dozunu artırarak güya Atatürkümüzü yok sayıyorlar veya hakarete yelteniyorlar ya? Hani bazı büyük zaferlerimizi halkın kutlayamaması için bin dereden su getiren sözde devlet görevlileri var ya? Mustafa Kemal’in izlerini nasıl sileceklerini bilemeyen, onca bahtsıza bakın “Kemal yaşıyor!” sloganıyla antik tiyatroyu ayağa kaldıran Dedola ne yanıt veriyor:

Kemalizmin temellerini anladıktan sonra bilinçli bir insanın bu ideolojiye saldırması, ona karşı tavır alması mümkün değil. Onun hakkında olsa olsa saçmalıklar söylenebilir, o da cehaletten! Kemalizm evrensel bir değerdir. Kemal, Jean Jaures gibi barışçı, Jean Moulin gibi direnişçi, Nelson Mandela gibi hümanistti. Tarihte onun bir dengi yok! Bütün bu saydıklarım, onu bir Tanrı ya da hepimizin üstünde bir varlık haline getirmiyor! Ama onun çizdiği yol gerçekten inanılmaz ve hepimize bir esin kaynağı oluşturmalı. Bana sorarsanız 21. yüzyıl sorunlarına yanıt Kemalizmdedir.” 

LE PERE TURC isimli, Loulou’nun kaleme almış olduğu, çok ilginç kurgusuyla genç bir Fransıza Türkiye’nin geçmişini anlatan harika resimli romanı artık Türkçeleşti ve ülkemizde “TÜRK ATASI” olarak bu hafta benim önsözümle birlikte Prestij Yayıncılık’tan çıktı. Başarılı çizeri de Lelio Onaccorseo...

Ne mutlu bizlere ki bir istisnai askeri deha olmasına karşın, yaşam felsefesini barış üstüne kurmuş büyük bir önderin, dikkatli bir sanatçı gibi tasarladığı ve bize hediye ettiği topraklarda yaşıyoruz! Bir lider düşünün ki 1934 yılında, Çanakkale Savaşı’nın anma gününde Avustralyalı ve Yeni Zelandalı annelere o tarihi mektubu yazmıştır: “Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz, evlatlarınız bizim bağrımızdadır, huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”

Atatürk, Dedola’yı görebilse mutlu olurdu. Başardığı büyük devrimin, “Kemalist” duruşun, aradan bir asır geçtikten sonra nasıl genç ve yaratıcı bir Batılı samimiyetle sahiplenildiğini görür, gözleri yaşarırdı. 

Kemalizm karanlık değil IŞIK, savaş değil BARIŞTIR, cehalet değil BİLGİDİR, karamsarlık değil UMUTTUR, ağlamak değil GÜLMEK, kavga değil DOSTLUKTUR, renktir, sanattır, her şeyden önce ÖZGÜRLÜKTÜR, ZİNCİRLERİ KIRMAKTIR” diyen Dedola, sizce Türkiye’de siyasilerimize Cumhuriyet kazanımları dersi vermeli mi?

Barışın hiçbir zerresinde eksik olmadığı, sanatın her noktasından taştığı farklı bir Türkiye’de, bir dünyada buluşmak umuduyla!

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025