Orhan Aydın taş gibidir, bilin…

Orhan Aydın taş gibidir, bilin…

16.09.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Alçaklar yine saldırdılar. Bu sefer hedeflerinde sevgili can dostum Orhan Aydın vardı. En değerli tiyatrocularımızdan; Ataol Behramoğlu ve benimle birlikte Sanatçılar Girişimi’nin sözcülerinden; demokrasi, insan hakları ve Cumhuriyetçi sol değerler denince akla gelen ilk isimlerden...

Ömrümüz bu alçak saldırılarla geçti. 10 yıl önce beni ölümün eşiğine taşıyan yobaz da arkadan saldırmıştı. Onların seviyesi bu. Bu gazetenin kaç yazarını aynı kahpeliklerle yok ettiklerini Türkiye hiçbir zaman unutmayacak! Orhan, pazar günü TKP mitinginde bir kahvede ihtiyaç molası verirken her şey bir anda olmuş… “Maskeli ve şapkalıydı” diyor Orhan. Üç gün önce Yeni Akit hedef göstermiş Orhan’ı, hakaretler eşliğinde. Aynen Beyaz TV’nin de yaptığı gibi… Orhan saldırıyı nispeten ucuz atlattı diye küçümsenecek bir durum yok. Morarmış göz, çatlak kemik, muşta izi bırakan o sefil darbe… Henüz yakalanan biri yok. Halbuki miting günü etrafta yüzlerce polis varmış ve eminim onlarca kamera… Birinin o ortamdan bu kadar kolay sıvışamaması gerek. “İyi de yakalansalar ne olacak? Daha öncekilere ne oldu bugüne kadar” diye haklı olarak soruyor Orhan… “Gö-re-ceğizzz” derdi, müstehzi bir edayla Bozcaadalı bir arkadaşım… Sayın İçişleri Bakanımız, sayın Emniyet Genel Müdürü, sabırla ama heyecanla bekliyoruz; bu saldırıyı nereye bağlayacağınızı bir an önce görmek istiyoruz. Bir milletvekili saldırıya uğrasaydı hangi hızda ulaşılacaksa sonuca, mesela bir AKP milletvekili, biz de aynı hızda ulaşmak istiyoruz. 

Orhancım sana gelince… Her zamanki gibi varlığınla gurur duyuyorum!

BİR TENİS TURNUVASINDAN ÇOK DAHA FAZLASI!

Bu seneki Amerika Açık’ta o kadar büyük dersler vardı ki! Belki biliyorsunuzdur, dünyada sürekli tekrarlanan “slam turnuvaları” denilen dört büyük şampiyonluk var. Yıla yayılış sırasıyla, Avustralya, Paris, Wimbledon ve Amerika Açık. Bunların dördünü birden aynı takvim yılında en son kazanan erkek tenisçi, 1969’da Avustralyalı efsanevi şampiyon Rod Laver olmuştu. Bu sene New York’ta, Laver tribündeydi. Bir numaralı favori, bu yıl daha önceki üç kupayı da almış olan büyük Sırp şampiyon Djokovic’ti. Bu büyük başarıyı 52 yıl sonra egale edip Laver’in elinden kupayı almasına artık tek maç kalmıştı. Herkes tarihi anı yaşamaya hazırlanıyordu. Bir kişi hariç: Büyük bir sürpriz yaparak maçı 6/4, 6/4, 6/4 kazanan Rus rakibi Medvedev! 

Medvedev nasıl kazandı biliyor musunuz? New York Arthur Ashe Stadyumu’nun neredeyse tamamı var gücüyle onun rakibini desteklediği için! Kafanız karıştı değil mi? Çünkü Sırp şampiyon sürekli olarak herkesin kendisine karşı olmasına alışıktı! Ömrü boyunca adrenalini onlardan aldı, motorunu ancak bu şekilde ateşleyebildi! Negatif enerjiyi hemen yakıta dönüştürüyordu. Pazar günü herkes alkışlar ve sloganlar ile kendisini tutup rakibinin hatalarını gayri sportmence alkışladıkça ne yapacağını şaşırdı, dağıldı gitti… Buna bir de dev maçı kafasında büyütmesi ve bu sorumluluğun altında ezilmesi eklenince, maç üç kısa sette bitiverdi. Herhalde en az 50 yıl daha hiçbir sporcu, aynı takvim yılında bu dört dev kupayı hanesine yazmaya yaklaşamaz! Hayat gerçekten çok acayip değil mi?

BİREYSEL SPORLARIN İNANILMAZ GÜCÜ

Gelelim kadınlar turnuasına… Amerika Açık’ta finali 18 ve 19 yaşında neredeyse daha önce kimsenin isimlerini duymadığı iki genç kız oynadı. Finali kaybeden Kanadalı Leylah Fernandez’in annesi Filipinli babası Ekvadorlu; şampiyon olan İngiliz pasaportlu ama Çinli anne, Romen babalı, Kanada doğumlu Emma Raducanu. Kendisini şampiyon yapacak yedi maçı oynamadan önce, belki “ana tabloya kalırım” ümidiyle üç eleme turunu geçmiş! Bilin bakalım ne olmuş? 3+7 toplam 10 maçın tamamını, tek set kaybetmeden, her birinde rakibine setlerde dört oyundan fazla vermeden silip süpürmüş! Bana sorarsanız bu 350 yıl daha yaşanamayabilir! 

Bireysel sporlarda güçlü ve olağanüstü başarılı olmanızı sağlayacak kriterlere sahipseniz, sizi hiç kimse durduramaz. Ne antrenör, ne hakem, ne para… Dün kimsenin tanımadığı biriyken, üç hafta geçtikten sonra eline tam 2.500.000 dolarlık bir şampiyonluk çeki ve on milyonlarca dolarlık sponsorluk kontratları konan bir mega yıldız olabilirsiniz. Son üç gündür Emma’ya kontrat imzalatabilmek için peşinde koşan hangi koca kapitalist şirketler olduğuna inanamazsınız! Peki, mesela siyaset böyle mi? Dünyanın en mantıklı, en derin ve en akıcı konuşmalarını efsanevi bir sesle yapabilecek, belki ülkenin yeni ışığı olacak donanıma sahipsiniz; ama hangi partide olursanız olun politbüroyu aşmanız 10, 20 veya 30 yıl alabilir. Keza sanatta da öyle! Sanat üzerinden para kazanmak isteyen ve galericilik işine soyunarak etrafa reklam paraları akıtan, zenginleri çevresine toplamak için her şeyi yapan kimi insanlar, büyük ihtimalle o ülkede veya dünyada en çok ses getirme şansı olabilecek en ilerici işleri değil, tam tersine şu ya da bu zenginin, koleksiyonuna aldığı için öne sürülmesini istediği, çok oportünist ve zaten paragöz tipleri destekleyecekler… İşte, tenisi, okçuluğu, atletizmin her dalını bu nedenle seviyorum. Keşke dünyanın her zerresi insanların hak ettikleri karşılığı alabilecekleri, eşitlikçi sistemlerle donatılmış olsa!

TED’DE CHALLENGER TURNUVASI BAŞLIYOR!

Sizin çocuğunuzun da yeni bir Emma veya Medvedev olmaması için hiçbir gerekçe yok! Bu hafta Türkiye’nin en eski uluslararası spor organizasyonlarını düzenleyen Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde (TED) Challenger Turnuvası oynanıyor. Pazara kadar, ister her gün ister yalnız son gün finalleri olmak üzere bu maçlara gidin, geleceğin yıldızlarını yakından görün, imzalarını alın, çocuğunuzun onların oyununa imrenmesini sağlayın. Belki 15 yıl sonra milyonlarca dolarlık kontratlar sizin çocuğunuzun önüne açılır! Bakın İstanbul Challenger’de daha önce hangi yıldız tenisçiler oynamış: Matteo Berrettini, Stefanos Tsitsipas, Alexander Zverev, Grigor Dimitrov, Karen Khachanov, Marin Cilic, Robin Söderling! Kendi tenisçilik yıllarıma, 70’lere dönecek olursak, bu yılların en önemli sporcuları eski Divan Oteli’nin arkasında yer alan eski kulüp binasına gelebilmek için can atıyorlardı: Ilie Nastase, Zeljko Franulovic, François Jauffret, Bob Hewitt, 1973 Wimbledon finalisti olan ve ilk turda oynama şerefine eriştiğim Alex Metreveli, yine 1976’da karşılaştığım dünyada dönemin en iyi gençlerinden Türk asıllı Amerikan Ferdi Taygan… Daha da eskilere, 1946’dan beri yapılan bu muhteşem organizasyona dönersek de Henri Cochet, Roy Emerson, Jaroslav Drobny, Von Cramm gibi efsaneler... Büyük başkan, rahmetli Behbut Cevanşir’in ardından TED’de başkanlığı üstlenen eski takım arkadaşım Prof. Dr. Mehmet Tınaz’a bu çizgiyi sürdürdüğü için çok teşekkür ediyorum. 

Lütfen yapacak daha iyi bir işiniz yoksa, Türkiye’nin en kalıcı spor hazinelerinden olan bu turnuvayı yerinde, Tarabya’da izleyin, çocuklarınızın ufkunu açın…

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025