Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Buyrun Cenaze Namazına!
Erdoğan, “En yakın zamanda Şam’a gidip Emevi Camisi’nde namaz kılacağız” dediğinde tarih, 5 Eylül 2012 idi.
O dönem Başbakan, Washington’ın desteğini arkasında hissediyordu.
Suriye’de rejim devrilirse Türkiye’nin bölgesel güç rolüne kavuşacağına inanıyordu.
Dışişleri Bakanı gibi o da Esad’ın düşmesinin an meselesi olduğunu sanıyordu.
Yanılıyordu.
***
O bunları söylerken Amerika, Şam’da işlerin kötüye gittiğini, Esad’ın boşluğuna radikal İslamın yerleşeceğini görüp politikasından çark etmişti bile...
2013’te CIA’nın eski Başkanı Michael Hayden, Suriye’deki iç savaş sonunda ülkenin tamamen çözülme ihtimaline karşılık, Esad’ın kazanma ihtimaline yakınlık duyduğunu açıkladı.
Washington, kötünün iyisine yönelmişti.
Ancak Ankara, “Bölgede benden habersiz kuş uçmaz” böbürlenmesine kendini fena kaptırmıştı.
Şam rejimini devirmek için kirli ilişkilere girdi.
Topraklarını Esad karşıtı İslamcı örgütlere açtı, muhaliflerin İstanbul’da toplanmalarına önayak oldu, mülteci kamplarında onlara askeri eğitim, silah, mühimmat verdi. Suriye’ye savaşmaya giden militanların Türkiye sınırlarından geçişine göz yumdu. Yaralananlar için hastaneler kurdu.
TIR’larla silah nakletti. Bu TIR’ları çeviren polisleri, savcıları “vatana ihanet”le itham etti.
Ama olmadı.
Esad gitmedi.
***
Irak ve Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Musul’daki Türk Konsolosluğu’nu basıp 80 kişiyi rehin alması, Türkiye’nin Suriye politikasının iflasıdır.
Bu tablo, Amerika’nın Afganistan’da yaptığı hatanın aynıdır.
Türkiye, kendi yarattığı canavarın esiri olmuştur.
Üstelik -Amerika’dan farklı olarak-, artık o canavarla komşudur.
***
Başbakan’ın Emevi Camisi’nde namaz rüyası gördüğü günlerde Esad, Yurt gazetesine verdiği demeçte, Erdoğan’ın ikili görüşmelerde kendisine tek sorduğu şeyin, Müslüman Kardeşler’in Suriye’ye dönmesi olduğunu söylüyordu.
Suriye’yi yakından bilen bir diplomatla görüştüm:
Esad’ın radikal İslamcılar meselesini iyi kullandığını anlattı.
“İki nedenle onların örgütlenmesine göz yumdu, liderlerini genel af kapsamında serbest bıraktı” dedi:
Birincisi; ülkedeki El Kaide varlığı, Esad’a muhaliflerine karşı rahat silah kullanma imkânı verdi.
İkincisi; bu sayede, Batı’daki El Kaide korkusunu kendisine desteğe dönüştürebildi.
Nitekim Batı kamuoyu, kör bıçakla Şiileri gırtlaklayan şeriatçıları görünce, “Esad bunlardan iyiydi” demeye ve Suriye’ye müdahaleye ayak diremeye başladı.
***
Sözünü ettiğim röportajda Esad şöyle diyordu:
“Radikal İslamın ideolojisi, toplumu yakan bir alevdir. Bu alev genişler, yarın Türkiye’yi de ‘kâfirler’den temizlemek için cihat başlatırlar. Yani Suriye yanarken Türkiye rahat edemez. Sınırlarını bu teröristlere açmanın bedelini ağır öder.”
Gelinen nokta tam da budur.
-İsmail Saymaz’ın benzetmesiyle- 2 yıl önce Emevi Camisi’nde namaz hayali kuranlara, bugün Musul’da “Buyrun cenaze namazına” denilse yeridir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama