Coşkun Özdemir

Değişimin Profesörleri

25 Temmuz 2010 Pazar

Değişimden yurdumuzda sıkça söz ediliyor. Ama nereye doğru bir değişim bu irdelenmiyor.

Ben 40 yıllık bir tıp profesörüyüm. Ülkemizde bilim insanları için hiçbir zaman elverişli koşullar yaratılmamıştır. Buna karşın Türkiye çok değerli bilim insanları yetiştirmiştir. Ama gelin son yılların ve değişimin bize armağan ettiği profesörlere bakalım. Önce bundan böyle profesör unvanımı zorunlu olmadıkça kullanmayacağımı burada açıklamak istiyorum. Bu kararımın nedeni, bu ülkedeki profesör unvanlı çok sayıda insanın bir bilim insanına yakışmayan davranışlarından utanç duyuyor oluşumdur. Doğaldır ki böyle bir unvanın halkın gözünde büyük bir itibarı vardır. Onlar çeşitli kademelerden geçmiş ve bilimin, bilimselliğin bu üst katına ulaşmışlar, her türlü takdir ve saygıya hak kazanmışlardır. Oysa ne yazık ki bugün onların bir bölümünün utanç verici tutumlarına tanık oluyoruz. Bu ve benzerlerini ve akla ve bilime karşı duruşları, vesayetten kurtulma ve bir değişimi yakalama gibi yorumlayanlar var ülkemizde. Onları TV ekranlarında ve gazetelerin köşe yazılarında ibretle izliyoruz. Toplumumuzdaki sağlıksız gelişmeler, siyaset dünyamızın sığlığı ve bu düzeylerde yandaş arayışı, bilim insanı olmanın onurunu yitirenlerin sayısını arttırıyor. Bu nedenle Türk halkına üzülerek bu unvanı taşıyanları kuşku ile karşılamalarını öneriyorum.

Orhan Bursalı’nın Bilim Teknoloji’de sergilediği rektör seçimleri ile ilgili YÖK üyesi profesörlerin tutumuna bir göz atar mısınız? İki oy alan bir (birisi kendisine ait) profesörün YÖK tarafından aday gösterilmesine inanabilir misiniz? Benzer örnekler ne kadar çok. Devlet televizyonunda iki profesörün Allah’a inananlar şifa bulur, “bütün hastalıkların şifa formülleri Kuran’da mevcuttur. Bütün mesele bunların şifrelerini çözmekten ibarettir” mesajını nasıl karşılarsınız? Laik bir ülke mi burası? Bilimin, aydınlanmanın savunucusu olması beklenen profesörlerin bu tutumu çok hazin değil mi? Sağlık Bakanlığı tüm dünyada tedavisi için büyük çabalar harcanan ancak henüz sonuca ulaşılamayan kas hastaları için akupunkturun yararlı olduğunu bildirdi. Aklınız durur, nefesiniz kesilir, yüreğiniz burkulur bu iddia karşısında.. Bugün ülkemizde akıl, bilim, ahlak ve halk karşıtı çok sayıda eylemin, aldatmanın, saptırmanın, şarlatanlığın; demokrasi, değişim, açılım, özgürleşme adı ve bahanesi ile sahneye konduğunu ve bunların aktörleri arasında çok sayıda profesör titrini taşıyan insanların olduğuna tanık oluyoruz. Bütün bu saydıklarım ve benzerlerine üniversitelerimizde tepki gösterenleri saygı ile anıyorum. Ancak sessiz kalan, bilim insanı olmanın sorumluluğunu yerine getirmeyen büyük çoğunluğu da esefle anmak istiyorum.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları