Cüneyt Arcayürek

Aldatıcı Oyunlar!

19 Kasım 2013 Salı

Toplumu siyasal manevralarla aldatmanın, parti amaçlarına yönlendirmenin yeni bir uygulamasına tanık olduk geçen haftanın son günleri.
Tabii baş aktör RTE: Bu kez iki yardımcı aktör; büyük Kürdistan hayaliyle kıvranan Türk düşmanı aşiret reisi Mesud Barzani ile 38 yıldır yurtdışındaki şarkıcı Şivan’ın desteğiyle “yurtta barış” sloganını AKP’nin seçim propagandasına dönüştürdü.
Zaten RTE’nin yazar çizer çırakları da iki günlük sözüm ona çözüm ve barış gösterilerinin seçim kampanyasının bir parçası olduğunu iddia eden açıklamaları yalanlamıyorlar.
Seçim propagandası değildiyse RTE konuşmasında Güneydoğu seçmenine Barış ve Demokrasi Partisi aleyhine neden verdi veriştirdi?
Neden bölge halkına süreci beğendirmek için Kürdistan sözcüğünü kullandı ilk kez?
Diyarbakır’ı Amed diye anmadığı kaldı. Bunu da gelecek sefer bölgede yapacağı seçim gezilerine bıraktı herhalde.

***

Fakat açık seçik gerçek ortada: RTE, seçimlerde partisi adına Kürt oylarını artırmak amacıyla konuşuyor. Üstelik toprak bütünlüğünü korumakla görevli Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı bu insan!
Ülkeyi bölmeye hevesli, en azından bu topraklarda, K. Irak’ta Barzani’nin özel yönetimine benzer, Güneydoğu’da da özerklik peşinde olanlara iddialarını destekleyecek malzeme verdiğinin bugün farkında değil herhalde.

***

Barzani’nin hangi amacın peşinde olduğunu dün kimi gazeteler yayımladıkları bir harita ile yeniden gözler önüne serdiler.
Bu gerçek yeni bir şey değil.
1900’lerin son 20 yılında devlet, Barzani’nin hangi amacın peşinde olduğunu saptadı. O yılları başbakan dahil pek çok sorunmlu kişiden, bakandan dinledim.
O günlerde Milli Güvenlik Kurulu toplantılarında sivil-askerin birleştikleri ama yaşama geçmesine asla fırsat vermedikleri Barzani’ye, bugün RTE, beklediği fırsatları sunuyor.
Şayet devlet arşivi dikkatle, tabii ülkenin bölünmesine duyarlı kişilerce incelenirse; Barzani’nin sahneye çıktığı günden beri Artvin’den Mersin’e çizilecek çizginin doğusunda kalan, o zaman sayısı 20 kabul edilen Türk illerini, Barzani’nin Büyük Kürdistan’a mal ettiği haritalara, bilgilere rastlayacaklardır.
RTE ve kadrosu, Barzani’nin barış sürecini hararetle desteklemesinin gerisinde hangi planın yattığını çözümlemeye ya da saptamaya çalıştı mı acaba?
Yoksa gözleri çözüm sürecinin başarısında Barzani ve Öcalan’a takılı; bıraktık kısa vadeli düşünmeyi, orta ya da uzun vadede Kürt sorununun bu davranışlarıyla nerelere ulaşacağını analiz ettiler mi; olası planları kâğıda döktüler mi?

***

RTE’nin tek hesabı var:
Yerel, genel seçimlerde AKP’ye yüzde 50’den fazla oy sağlayarak Millet Meclisi’ndeki tek parti hükümranlığını başkanlık sistemini öngören anayasa yapabilecek çoğunluğa, 340-350 vekile çıkarmak!
Çankaya’da oturmak; yasamayı, yargıyı ve yürütmeyi tek elden yönetme olanağına kavuşmak!
Diyarbakır’daki genel af yutturmacası, BDP’ye vekil çıkarmasın diyen saldırı tek bir hesaba dayanıyor: AKP’ye daha çok oy sağlamak!
Bizdeki goygoycu basın esnafı, borazanlarını Diyarbakır konuşmasını allayıp pullayıp halka yutturmaya, bir kez daha bu seçimde de AKP lehine halkı aldatmaya çevirdi.
Cumhuriyetin geçmişine de onurlu kişilerine de saldırmayı marifet bilerek ün kazanan Nagehan Alçı bu tipin mümtaz örneği.
Pazar günü köşesinde, RTE’nin dağdakiler inecek hapishaneler boşalacak “müjdesini” yorumladıktan sonra; yazıyı “RTE çok büyük lider” diye bitirdi.
Genel af ne getirir ne götürür hiç hesaplanmıyor.
Hapishanelerden kurtuluşu tek çare görenler genel affa taraftar olabilirler ama öncelikle genel affın Türkiyemizin toplumsal huzuruna yapacağı tahribatı hesaba katmaları gerekir. 40 bin kişiyi öldüren Apo affediliyor da; bir iki kişiye kıyanlar neden af dışında kalıyor; sahtekâra, dolandırıcıya, hırsıza vs. suçlulara neden af yok diye başlayacak kampanyanın, “Rahşan affı”nda olduğu gibi, verimli sonuçlar alması olası değil mi?

***

Telaşa da fazla umuda da kapılmaya gerek yok zaten.
RTE’nin hapishaneleri boşaltacağını ima ettiği günün hemen ertesi; Diyarbakır konuşmasını yazabilmek için çook emekler sarf ettiklerini söyleyen Başbakan Yardımcı Beşir Atalay; Başbakan’ın asıl amacını, özünü açıklayıverdi:
Terör bitecek. Silahlar teslim edilecek. Ondan sonra da siyaset grubu (ne yapacaksa) gerekeni yapacak(mış)!
Bir gün sonra İçişleri Bakanı, sonra Milli Savunma Bakanı, Başbakan’ın Diyarbakır konuşmasındaki genel af imasını, Başbakan’ın geleceğe dönük düşlerinin ifadesi diye yorumlayarak yalanladılar...

***

Bu da “vakayı Recebiyye”ye yeni bir örnek.
Şimdi gözler yine RTE’ye çevrildi. Bakanları Başbakan’ın genel aftan söz etmediğini söylediler ya: RTE -son örnek Bülent Arınç olayı- bir hiddet çıkar ekranlara: Sözümün arkasındayın, hapishaneleri boşaltacağım, der!
Şayet bu kadar açık konuşmak işine gelmiyor, şimdilik attığı oltaya takılacak oylarla yetinmeyi düşlüyorsa, sanki bakanları yalanlamıyormuş gibi, susar!..
Genel af mı? Ne zaman? Aceleye gerek yok! Olur da olmaz da!
Biri olmazsa öteki. Dünkü vaadini yalanlayan bugün bir diğeri.
Yazarı açıklamadı mı; böyyük lider diye...
Senin benim hatırıma, yazarını, böyyüklüğünü, siyasette böylesine ustalığı inkâr edecek değil ya!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Viraj ustası 10 Mayıs 2015
Ya sen nesin? 9 Mayıs 2015
Anlamaz 8 Mayıs 2015

Günün Köşe Yazıları