Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Laf Ola Torba Dola Bir Eleştiri
Oral Çalışlar’ın 29 Eylül günkü Radikal’de yayımlanan ‘Orhan Pamuk’a İki Yaklaşım’ başlıklı yazısına ‘şaşırmadım’ dersem yalan söylemiş olurum. Oral Çalışlar Cumhuriyet’te yazarken yazdıklarını maddi hatalarla sakatlamamak için ince eleyip sık dokur, sorup soruşturduktan sonra yayımlardı. Söz konusu yazısını okuyunca anladım ki artık yazılarına eski, alışılmış özeni göstermiyor; ‘liberal bir coşkuyla’ çalakalem yazıyor. Yazısında TÜYAP’ı hedef almış, “Orhan Pamuk’u görmezden gelmekle” suçluyor. “TÜYAP her yıl bir yazara Onur Ödülü veriyor,” dedikten sonra, “her seferinde acaba bu yılın ismi Orhan Pamuk mu olacak diye merakla bekledim. Şu ana kadar bu konuda beklenen gerçekleşmedi. Böyle giderse belli ki gerçekleşemeyecek de” diyor.
Daha sonra da “Neden?” diye sorup sorusuna kendince yanıtlar vermiş: “Dünya çapında bu kadar etkili olan bir yazarı TÜYAP’ı düzenleyenler neden görmezden geliyor? Edebi değerini beğenmedikleri için mi? Sanmıyorum. O zaman geriye kalıyor siyasi tercihler. Orhan Pamuk’un siyaseten söyledikleri herhalde TÜYAP yöneticilerinin hoşuna gitmiyor. Bir sanat etkinliğinde, bir kültürel etkinlikte bu kadar açıktan ve belli olacak tarzda siyasi tercihler ön plana çıkarılabilir mi? Kitap fuarı gibi kültürel bir etkinlikte böylesine siyasi tercihler yapmak doğru mu? Orhan Pamuk’a yönelik bu yaklaşımı herhangi bir evrensel kültür insanına açıklamak mümkün mü? Ayrıca Pamuk’a bu yaklaşım ondan çok TÜYAP Kitap Fuarı’nın inandırıcılığını ve kültüre yaklaşımını sorunlu hale getirmez mi?
Orhan Pamuk’un 2006 Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldığı o yılki İstanbul Kitap Fuarı’nın açılışından 16 gün önce, 12 Ekim günü açıklanmıştı. Etkinlik programının (248 söyleşi, konferans, açıkoturum vb.) çok önceden hazırlanıp yaklaşık 700 konuşmacıya teyitlerinin verilip basın tarafından kamuoyuna duyurulduğu, sergi salonlarının son metrekaresine kadar dolduğu, altı toplantı salonunun tümünün etkinliklere tahsis edildiği bir durumda ne yapılabilirdi? Fuayeye Orhan Pamuk’un Türkiye Yayıncılar Birliği tarafından hazırlanan ve altında da bir kutlama yazısı yer alan büyük bir fotoğraf panosu kondu ve dışarıdan gelen bir grup örgütlü ülkücünün protesto gösterisine, aldığımız çok sayıda tehdit telefonuna karşın fuar süresince orada kaldı. Açılış konuşmamda Orhan Pamuk’un başarısını TÜYAP adına kutladım ve Türk dilini, Türk edebiyatını dünyaya duyurduğu için kendisine teşekkür ettim.
***
Gelelim ‘siyasi tercihler’e. İstanbul Kitap Fuarı ilk kez 1982 yılında, 12 Eylül baskılarının en yoğun olduğu dönemde düzenlenmiş ve ‘özgürlükçü’ karakterini bugüne kadar titizlikle korumuştur. Sürekli gelişmesinin başlıca nedenlerinden biri de Türkiye’de bir benzerine rastlanmayan bir ‘demokratik platform’ oluşturmasıdır. Laf ola torba dola gerekçelerle İstanbul Kitap Fuarı’nı ve TÜYAP’ı siyasal çekişmelerin, yararsız itiş kakışların dişlileri arasına çekmek her şeyden önce bu kuruluşun çeyrek yüzyılı aşan çabalarına, emeğine, özverilerine karşı insafsızlıktır.
Ayrıca İstanbul Kitap Fuarı TÜYAP tarafından tek başına değil, Türkiye Yayıncılar Birliği ile ortaklaşa hazırlanmaktadır. Kendisine o yılki Kitap Fuarı’na ‘onur vermesi’ dileği iletilen yazarları da yıllardır Doğan Hızlan’ın başkanlığında toplanan bir Danışma Kurulu belirlemektedir. Bu kurulda Füsun Akatlı, Semih Gümüş, Jale Parla, Cevat Çapan, Selim İleri ile Türkiye Yayıncılar Birliği (Metin Celal, Kenan Kocatürk) ve TÜYAP’tan (Deniz Kavukçuoğlu, Sunay Girgin) ikişer temsilci bulunmaktadır. Kurulun aldığı karara TÜYAP yönetimi hiçbir şekilde müdahalede bulunmadığı gibi isim de önermemektedir. Oral Çalışlar’ın ‘siyasal tercihte bulunmakla’ suçladığı işte bu kurulun üyeleridir. Üstelik Doğan Hızlan, Metin Celal ve Jale Parla Stockholm’e giderek Nobel Ödül Töreni’ne de katılmışlardır. Dolayısıyla bu suçlamanın yersizliğini başta Orhan Pamuk olmak üzere sanırım edebiyatla ilişkisi olan herkes kabul edecektir.
Öte yandan fuarı onurlandıracak (baştan beri uygulama budur) yazar ya da çizerin belirlenmesinde edebi kişilik, edebi ün de tek başına yeterli değildir, insani kişilik, duruş gibi niteliklerle bütün bir hayat da ölçütler arasındadır. Bugüne kadar İstanbul Kitap Fuarı’nı onurlandırma inceliğini gösteren yazar ve çizerlerin tümünün 70 ve üzeri yaşlarda olmalarının bir nedeni de budur. Oral benim TÜYAP’ın kültür fuarlarının genel koordinatörü olduğumu bilir, bir telefon açıp sorsaydı bunları anlatırdım kendisine. Yapmadı. Herhalde bir bildiği vardır.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke