İşin uzmanı olmayan elektrikçinin yaptığı elektrik panosu gibi. Öyle bir karışık ki Galatasaray, hangi kablo ışığı yakacak hangi kablo kontaktan yangın çıkaracak belli değil. İşte bu tabloda çıkıyor Sarı-Kırmızılı takım sahaya. Bir maçta yeni teknik direktörün kabiliyetini ölçmek mümkün değil. Sadece dizilişin 4-2-3-1’e döndüğü söylenebilir. Normalden farklı bir kadro var evet ama eksikler ve sakatların olduğu dikkate alınırsa bu biraz da mecburiyet olabilir. Hatayspor, artık ustaca yönettiği 4-1-4-1’lik dizilişi Galatasaray atak yaparken 4-5-1’e döndürüyor. Bu Galatasaray’ın zaten sevmediği, üstelik de çare bulamadığı formül olunca oyun bir kör testereye dönüyor. İki tarafın da atakları var ancak organize olduğu söylenemez. Bu tablo içerisinde ilk gol 23. dakikada Aanholt’un içeri çevirdiği topu Emre’nin ağlara yollamasıyla Galatasaray’dan geliyor. 

27. dakikada Sarı-Kırmızılılar skoru kopartma şansı yakalıyor çalınan penaltıyla. Ancak atışı nedense Aanholt’un kullanması, kullandığını da kalecinin kucağına atmasıyla bu şans elden gidiyor. 43. dakikada Alpaslan’ın yaptığı harekete çalınan penaltıyı Diouf ağlara yollayınca skor eşitleniyor. 45+7’de Kerem, kullandığı serbest vuruşu kaleciye rağmen ağlara yollayınca eşitlik yine bozulsa da Hatayspor, 62’de Kamara ile golü bulunca skor yine dengeleniyor. Bu eşitliği Galatasaray savunmasının boşluğunu yakalayan Lobjanidze 79’da ve 90+1’de attığı gollerle Hatay lehine değiştiriyor. Bir maçtan sihir beklemek ancak Kerem’in gol attıktan sonra yaptığı Harry Potter hareketinden geldiği kadar olabilir. Tablo o ki, Galatasaray’ın çaresi teknik direktör değişikliğinden çok daha ötede. Sahadaki amaçsız 11 adamdan başlayarak, adı “yönetici” olarak anılan herkesin Galatasaray nedir, değerleri nelerdir bu bilgileri acilen temize çekmesi gerekiyor!