15 TEMMUZ’A NASIL GELDİK? EĞRİ OTURALIM, DOĞRU KONUŞALIM:
15 TEMMUZ’A, “ILIMLI İSLAM”, (AMERİKANCI İSLAM) PROJESİ İLE GELDİK!
BU PROJENİN DİN-MEZHEP AYAĞINDA FETHULLAH GÜLEN CEMAATİ, Sİ- YASAL AYAĞINDA ADALET VE KALKINMA PARTİSİ VARDI.

***

Ortadoğu ve Kuzey Afrika, ABD’nin şimdiye kadar gördüğü en yeteneksiz ve en muhteris Başkanı Bush Jr. tarafından hallaç pamuğu gibi atılıp, yeniden biçimlendirilirken, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice bu bölgedeki ülkelerin siyasal sınırlarının değişeceğini açıkça ilan ederken, Türkiye’nin rahat bırakılacağını düşünmek ancak ham bir hayal olurdu.

***

Önce Amerikan karşıtı, antiemperyalist Erbakan’ın partisinden, “Amerikancı, Ilımlı İslamcılar” koparıldı; AKP kurduruldu!
(Niçin hiç kimse AKP kurucularının Refah Partisi’nden nasıl koptuklarını, bu kopuşta Fethullah Gülen Cemaati’nin ve Amerika Birleşik Devletleri’nin rolünü irdelemiyor?)
Sonra zaten ABD’nin kucağında, teröre kaynaklık eden Radikal Siyasal İslam’a karşı pışpışlanan Fethullah Gülen Cemaati ile AKP arasındaki ittifak gerçekleştirildi.
Bu yapıya karşı çıkabilecek olan Üniversiteler, medya, Türk Silahlı Kuvvetleri baskı altına alındı, (Silivri davaları yoluyla) tasfiye edildi ve “Ilımlı İslam”a uygun, AKP’li, Cemaatçi veya YAE’ci kadrolarla donatıldı...
Böylece Türkiye dönüştürüldü!

***

AMA “ILIMLI İSLAM” MODELİ YANLIŞTI; ÇÖKTÜ:
Irak’ta işlemedi.
Libya’da bütünüyle kan gölünde boğuldu.
Mısır’da tam bir fiyasko oldu.
Türkiye, “Demokratik-Ilımlı İslam” için “model ülke” olamadı, onun yerine “İslamda demokrasi yürümüyor” yargısını pekiştiren bir otoriter rejime kaydı.
Ve bütün bunların üstüne Suriye skandalı patlak verdi!
(Bknz: ABD’nin Siyasal İslam’la Dansı.)

***

Model çökünce, Türkiye’de AKPCemaat iktidarı tehlikeye girdi...
Üstelik rant bölüşümünde de ortak iktidarın siyaset ayağı fazla ileri gitmişti...
Müttefikler arasında “Paylaşım kavgası” başladı.
Siyasal iktidar (yani AKP) dinci-mezhepçi müttefikini (yani FETÖ’yü) tasfiye etmeye girişince, bizzat kendisi tarafından devletin ve bu arada polisin, yargının ve TSK’nin de içine yerleştirilmiş olan Cemaat bir “HURUÇ” harekâtına, bir “DESPERADO” eylemine girişti...
Ve Türkiye, TSK içindeki demokrasiye inanmış olan güçlerin, siyasal partilerin, medyanın ve halkın (kamuoyunun) sayesinde gerçek bir iç savaşın eşiğinden döndü!

***

Şimdi Türkiye’yi uçurumun kenarına getiren bu modelin siyasal ayağı AKP, dinci-mezhepçi ayağı FETÖ’den hesap soruyor...
Sanki ülkeyi bu noktaya bizzat kendisi taşımamış, ülkenin istikrarsızlaşmasında hiç dahli yokmuş gibi!
Üstelik de modelin mucidi ve uygulayıcısı ABD’yi suçlayarak...
Annem böyle durumlarda “Allahım aklıma mukayyet ol” derdi!