AKP iktidarı Türkiye’nin Hukuk ve Medya tarihine, eşine az rastlanır örneklerle, büyük bir zenginlik katıyor.

***

Son örnek Hande FIRAT’ın “7 eleşti-riye 7 yanıt” başlıklı, 24 Şubat 2017 tarihli haberi üzerine Hürriyet gazetesinin başına gelenler:
Girişinde “TSK, ‘Ayarı kaçmış eleştiriler ile gerçekdışı bilgilere dayalı bazı haberlerle’ ordunun başarısının gölgelenmeye çalışıldığını düşünüyor.” denilen haberde sıralanan 7 noktanın hepsi, doğrudan “muhalefet çevreleri” tarafından dile getirilen eleştirilere verilen yanıtlar.
Açıklama, AKP iktidarına karşı değil, AKP’ye muhalefet eden çevrelere karşı yapılıyor. İç sayfada “Karargâh Rahatsız” başlığıyla devam eden haberde “Karargâh”ın, “Muhalefetten” rahatsız olduğu açıkça anlaşılıyor.
Ama Hürriyet “Darbe kışkırtıcılığı” ile suçlandı.

***

Haberdeki 7 maddenin başlıkları şöyle:
1-) Silahlı Kuvvetler’de Başörtüsü Kararı
2-) Akit’e Başsağlığı Telefonu Açılması
3-) Cumhurbaşkanı İle Yapılan Ziyaretler
4-) ‘ABD’li Generalin Ayağına Gitti’
5-) ‘Çuvalcı Komutan’ın Madalya Takması
6-) Kardak’a Gezi Kararlılık Mesajı
7-) Darbeci Dişli İle Ortak Villa İddiası
Bu başlıklar altında yapılan açıklamalar, okuma yazmayı yeni öğrenen bir ilkokul çocuğunun bile anlayacağı açıklıkta, AKP iktidarına değil, muhalefete yönelik.

***

Doğan Medya Grubu, tüm mal varlıklarını aşan vergi cezalarıyla ve doğrudan hedef gösterilerek, elindeki gazete ve televizyonların bir bölümünü satmaya mecbur edilmiş, kalan medyasıyla da (bir iki istisna köşe dışında) tam teslim alınmıştı!
Ama iktidarın dalkavuklarına ve tetikçilerine bakarsanız Doğan Medya Grubu, Hürriyet’teki bu haberle, sanki AKP’ye yeni bir muhtıra verilmesine, TSK’nin bir darbe eğilimine aracılık etmişti; derhal cezalandırılmalıydı.
İşin en acıklı tarafı da, bir savcılığın, gerçeklere tamamen aykırı olan bu iddiayla soruşturma başlatmış olmasıydı.

***

Yapılan açıklamalarla, TSK, haberin tümünü, “Karargâh rahatsız” sözü dışında, sahiplendi.
Kala kala, ortada bir tek arka devam sayfasındaki “Karargâh rahatsız” manşeti kalmıştı:
Herhalde haber, AKP’ye değil, muhalefete karşı olduğu için, bu manşeti atan arkadaş, “Muhalefetten” sözcüğünü tekrarlamayı akıl etmemişti!

***

İşin Aslı: Hürriyet, Önceden Planlanan Çatışma Stratejisine Kurban Edil-di.
Peki, haber metni ortadayken, yani iddiaların boş ve yanlış olduğu derhal anlaşılabilecekken, üstelik TSK’nin, kendisinin verdiği, AKP yanlısı olan bu haberi doğrulayacağı bilinirken, neden böyle bir boş gürültü koparıldı?
Yanıt, Referandum’daki muhtemel “Evet” oylarının yetersizliğinde ve bunu önlemek için izlenen stratejide:
AKP ve yandaşları, Başkanlık Rejimine de, Parlamenter Rejime de uymayan bu “Ucube” Tek Adam Rejimi konusunda, halkı ikna etmekten o kadar uzaklar ki...
Hangi değişiklikleri ne için istediklerini anlatamayacaklarından, çözümü, din-mezhep-milliyet-muhafazakârlık bağlamında, şimdiye kadar başarıyla kullandıkları gerilim ve kırılma eksenlerinde arıyorlar:
Taksim’e cami temelinin atılması...
Gezi Parkı’nın yeniden gündeme getirilmesi...
TSK’de türban kararı...
Hep bu gerilim ve çatışma stratejisinin hassas noktaları!
AKP bu noktalarda büyük tartışmalar, bölünmeler, kavgalar başlatıp, dün Özgür Mumcu’nun da yazısında belirttiği gibi “Mağduriyet devşirmeye” ve kendilerine oy vermiş olan seçmenleri, Referandum  konusunda da seferber etmeye çalışıyor.
Türban kararı yeterince gürültü koparmayınca, hazırlanan stratejik saldırı, TSK haberi üzerinden Hürriyet’e yöneltildi...
Ama haber, AKP’ye eleştiri değil, destek niteliğinde olduğu için, bütün bu sahte saldırı boşa gitti.

***

Özet olarak Hürriyet, “Kaş yapayım derken göz çıkarttı” ama...
Yaptığı haberin veya kullandığı dilin, ya da attığı manşetin değil...
“Türban kararı” üzerinden, AKP’nin önceden belirlenmiş olan Referandum’daki çatışma stratejisinin kurbanı oldu!