İsimsiz süreçten isimsiz komisyona: Çelişkiler?

İsimsiz süreçten isimsiz komisyona: Çelişkiler?

27.07.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Cuma günkü yazımda ülkenin siyasal kaderini, çünkü rejimini etkileyecek olan, “adı konmamış” bir “Sürecin” taraflarını ve bu taraflar arasındaki çelişkileri yazmıştım.

Bu “Sürecin” devamı için oluşturulan ve önceleri “Barış Komisyonu” adıyla, “Anayasa Komisyonu” olmadığı, ondan farklı bir komisyon olduğu vurgulanan “Komisyonun” ismi AKP tarafından “Terörsüz Türkiye” olarak öne sürüldü ama öteki partiler başka isimleri tercih ediyorlar:

MHP, “Milli Birlik ve Dayanışma Komisyonu” diyor.

CHP, “Terörsüz Demokratik Türkiye Komisyonu” diyor.

DEM Parti, “Barış ve Demokratik Toplum Komisyonu” diyor.

“Komisyon”un ismi üzerinde anlama yok ama yapısı açıklandı:

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un siyasi parti gruplarına gönderdiği yazıya göre, TBMM’de kurulacak 51 kişilik “Başkanlık Komisyonunda” AKP 21, CHP 10, DEM Parti ve MHP dörder, İYİ Parti ve Yeni Yol üçer milletvekili ile temsil edilecek.

Ayrıca, TBMM’de grubu bulunmayan HÜDA PAR, Yeniden Refah, TİP, EMEP, DSP ve DP de komisyonda birer milletvekili bulunduracak.

Böylece İktidar kanadı: AKP 21+MHP 4+ HÜDA PAR 1+DSP 1 sandalye olarak, öteki partilere ve gruplara muhtaç olmadan, doğrudan doğruya, 51 kişide 24’e karşı 27 kişi ile çoğunluğa sahip oluyor.

Bu çoğunluğa, Yeni Yol’dan katılacak olur mu bilemem.

DEM’in ne yapacağı ise belli değil.

Bu durumda, İktidar dışındaki partilerin “Komisyonda” birer “Konu mankeni” olacağı, yani İktidarın, Komisyonu, “Terörsüz Türkiye” ve “Barış” bahanesi ile yapacağı (aynen TBMM’de uyguladığı gibi) bütün değişikliklerin ortamı olarak kullanacağı açık.

***

Bu arada Kürtlerin tarafından birbirlerini desteklediği mi, birbirleriyle çeliştiği mi tam anlaşılamayan iki açıklama dikkati çekti.

DEM Parti’den yapılan açıklama şöyle:

“DEM Parti İmralı Heyeti olarak 25 Temmuz 2025 tarihinde İmralı Cezaevi’nde Sayın Abdullah Öcalan ile üç buçuk saat süren bir görüşme gerçekleştirdik.

Geçtiğimiz günlerde Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Adalet Bakanı ve siyasi parti liderleriyle heyet olarak gerçekleştirdiğimiz görüşmeler hakkında fikir teatisinde bulunduk.

11 Temmuz’da gerçekleşen silahların imha edilme töreniyle ilgili izlenimler ve törenin yansımaları hakkında bilgi aktarıldı. Sayın Öcalan da törenin gerçekleştirilme biçimini, sergilenen irade, inanç ve barış kararlılığını çok değerli bulduğunu belirtti.

TBMM gündemindeki komisyon çalışmasının kapsamlı ve kapsayıcı bir yöntemle barış ve demokrasi adına önemli katkılar sunmasını beklediğini vurguladı.

Halka ve tüm toplumsal kesimlere en içten selam ve iyi dileklerini iletti.

Selam ve saygılarımızla.

DEM Parti İmralı Heyeti

26 Temmuz 2025”

Aynı sıralarda Cemil Bayık’tan (Kandil’den) bir açıklama geldi.

Yeni Yaşam Gazetesi’ndeki söyleşide PKK/KCK’nin üst düzey yöneticilerinden Cemil Bayık’ın bazı sözleri şöyle:

“Burada aslında Mustafa Kemal’i esas alıyor. Mustafa Kemal de Türk devleti ve milleti tehlikeye düşünce Sovyetler’i ve Kürtleri esas aldı. Ona dayanarak mücadele etti ve Lozan’a gitti.

Lozan’da neyin pazarlığı oldu? Sovyetler’i bırak Kürtleri bırak biz seni tanırız.

Ne zamanki Lozan da kabul edildi Sovyetler’den, Kürtlerden elini çekti, sonra NATO’ya girdi.

Kürtlere yönelik de bilinen şeyleri yaptılar. Bahçeli bunu görüyor, farklı zamanlar ama benzer bir durum. Onun için o adımı attı.”

Ne yazık ki tarihi ya bilmiyor ya da saptırıyor:

Atatürk’ün politikasıyla, Atatürk karşıtlarının politikasını aynı çizgide ve bir arada değerlendiriyor.

Bahçeli’yi değerlendirmesi ise bütünüyle yanlış!

“Bizim mücadelemiz onları öyle bir hale getirdi ki sorunlarla yüz yüze geldiler. Beka sorunu yaşamaya başladılar. Güya Önderliği unutturacaklardı, PKK’yi ortadan kaldıracaklardı bunun için her şeyi kullandılar ama kullandıkça kendileri battı.

Tamam belki biz de zarar gördük ama onlar büyük sorunlarla yüz yüze geldi.

Bir de Ortadoğu’daki gelişmeler olunca artık ulus devlet iflas etti.

Ulus devleti kim geliştirdi? Türkiye ve İran.

Şimdi kendilerine sıra geliyor, eğer Kürtlerle de anlaşmazlarsa kendileri için büyük tehlike olacak.

Kürtler Ortadoğu’da herkesin kaderini belirleyen bir güç haline geldi. Türkiye de Kürtlere muhtaç hale geldi, İsrail ve İran da muhtaç hale geldi. Önderlik bunu gördü ve ‘Biz sizinle sorunları çözmek istiyoruz, İsrail ile İran ile değil’ dedi.

Bu onların işine geliyor onları kurtaracak olan budur. Bunun için adım attı, Önderlik onlara adım attırmak için hassasiyetleri mi var onları da ortadan kaldırdı. Halbuki sadece onların hassasiyetlerini gözeterek bunu yapmadı. Esas PKK’nin darbe yememesi, PKK’nin kaybetmemesi için bunları yaptı.

PKK varlığını ve yarattığı değerleri korumak için bir de onları amacına ulaştırmak için adım attı.

Önderlik PKK kendini feshetsin dediyse bunun için dedi yoksa başka bir şey için değil.”

Bölgesel ve evrensel çözümlemeleri tamamen yüzeysel ve konjonktürel.

PKK açısından, Suriye’deki oluşumu hem kurtarıcı olarak kullanmaya hem de o oluşuma destek vermeye çalışıyor.

Elbette bizim açımızdan önemli olan, bu yaklaşımın, Türkiye’deki sürece pek de olumlu bir katkı ya da etki yapmayacak olması.

***

Yeni olaylar ve açıklamalar olmazsa, sıra Salı günü İktidarın “Süreçteki” yanlışlarına, tutarsızlıklarına ve çelişkilerine geldi.

Yazarın Son Yazıları

Açılım: Stockholm Sendromu ve şok doktrini (4)

Bu yazı Özgür Özel’in “Stockholm Sendromu” uyarısı üzerine, geçen hafta Salı günü başladığım yazıların dördüncüsü.

Devamını Oku
07.12.2025
Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025