Mehmet Haberal koronavirüs için ne diyor?

21 Nisan 2020 Salı

Mehmet Haberal sadece çok başarılı bir operatör doktor ve bir üniversite ile ona bağlı birçok hastane kuran bir hekim ve bir eğitimci değil, gelişmekte olan bir toplumda organ nakli için büyük bir toplumsal, kültürel ve yasal dönüşümü gerçekleştirebilmiş olan gerçek bir devrimcidir.

Bilimsel düşünceyi ve davranışı, bilimsel yaklaşımı, kimliğinin, kişiliğinin bir parçası haline getirmiş, bütün yaşamında, bilimin yol göstericiliğinden yararlanarak bu başarıların altına imzasını atmıştır.

Haberal’ın kimliğinin, kişiliğinin ayrılmaz bir parçası daha vardır:

Tam bir Atatürk Milliyetçisi, tam bir Cumhuriyet ve Demokrasi âşığıdır.

Varlığını, Atatürk Cumhuriyeti’nin köylü çocuklara tanıdığı olanaklara borçlu olduğunu düşünür.

Bu nedenle de hayatını bu Cumhuriyet’e, Atatürk’e, yurduna, milletine adamıştır.

Yüreği, insan sevgisi ve vatan aşkıyla yanar.

Üstelik inanılmaz bir biçimde, bu deha düzeyindeki zekâ, bu başarılı insan ödüllendirileceğine, çapsız politikacılar tarafından cezalandırılmış, haksız, hukuksuz ve adaletsiz bir biçimde dört yılı aşkın süreyle hapse atılmıştır.

Ama yine inanılmaz bir biçimde, hiç küsmeden, hiç umutsuzluğa kapılmadan, hapisteyken bile sürdürdüğü ulusal ve uluslararası hizmetlerine, hapisten çıkınca daha büyük bir aşkla devam etmektedir.

***

Haberal’ın en önemli özelliği, elini ve beynini koordine ederek yaptığı ameliyatlardaki başarısıyla kanıtladığı mikro düzeydeki yeteneğine ek olarak...

Herhangi bir sorunu en genel düzeyde, bütün değişkenleri hesaba katarak çözümleme ve çözüm üretme yöntemiyle toplumda başardığı devrimci değişimlerle kanıtladığı makro analiz yeteneğidir.

Bu nedenle koronavirüs pandemisi konusunda konuşulacak kişilerin başında gelir.

Geçen gün uzun uzun sohbet ettik.

Özetle koronavirüs konusunda Başkent hastanelerinde ve üniversitede her türlü teşhis, tedavi ve aşı konularında araştırmalar, çalışmalar yaptıklarını belirttikten sonra:

“Bu virüs salgını ne ilk, ne de son olacak. Çünkü iki temel sebebi var:

1) İnsanların yoğun kalabalıklar halinde iç içe, bir arada yaşamalarını gerektiren metropolleşme.

2) Metropolleşmenin getirdiği ranta dayalı yağma sonucu ortaya çıkan betonlaşma nedeniyle doğanın tahribi ve doğal yaşamdan uzaklaşmak.”

Haberal’ın kafasında çözüm de son derece açık seçik:

“İnsanların iç içe, üst üste, doğadan uzak, betona gömülmüş kentsel yaşamdan, doğaya, doğal yaşama, kırsal alanlara, köye, doğayla iç içe olan yaşama geri dönmek gerek” diyor.

Ve elbette tarımın desteklenmesini bu sürecin ilk adımı olarak öneriyor.

***

İŞTE KORONAVİRÜS MÜCADELESİNDE EN DEVRİMCİ GÖRÜŞ:

DOĞAYA DÖNÜŞ.

BU ÇAĞRIYA KULAK VERMEK GEREK!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları