“Şîrâze” nedir bilir misiniz?

Ciltçilikte kullanılan, ibrişimden örülmüş ince bir bezdir.

Ciltlenen kitapların sayfalarını arkadan birbirine yapıştırmaya ve sayfaların ayrılmasını önlemeye yarar.

Cildin arka kısmında, sayfalarla sırt arasında, yukarıda ve aşağıda renkli olan kenarları görünür.

Ciltli kitaplar eskiyince, yıpranınca, bazı yapraklar bu “şîrâze”den ayrılır; bir daha da düzgün bir biçimde içeri girmez, kitabın bütün düzeni bozulur.

***

İşte “Şîrâzesinden çıkmak” bu anlamda üretilmiş bir deyimdir:

Ali Püsküllüoğlu’nun Arkadaş Türkçe Sözlük adlı yapıtında “Aşılması çok güç engellerle karşılaşan, düzenini yitiren, artık düzelmez olan bir iş veya akıl dengesini yitirmiş bir insan” diye tanımlanıyor.

Türkiye bütün bu anlamlarda “Şîrâzesinden çıkmış” durumda:

Hem çok güç engellerle karşı karşıya.

Hem düzenini yitirdi.

Hem de aklını yitirmiş görünüyor.

Pek çok kişi “Artık düzelmez” diyerek umudunu kesti.

***

Sevgili okurlarım, bir insanın, bir grubun, bir toplumun en büyük düşmanı umutsuzluktur.

Umudunu yitiren insan, grup ya da toplum artık yaşayamaz.

Bir insan, hele bir yazar, tek kişi kalsa da, sonuna dek doğruyu, iyiyi, güzeli savunmaya devam etmelidir.

Doğrunun, iyinin ve güzelin bir gün mutlaka kazanacağına ilişkin umudunu korumalıdır.

***

Türkiye bu duruma nasıl geldi?

Çok Partili Döneme geçişle birlikte, önce eğitimle, yavaş yavaş Cumhuriyet değerlerinden uzak yeni kuşaklar, yeni yazarlar, yeni medya ve yeni seçmenler çoğaltıldı.

Sonra bunlara sermaye gücü ve dış destekler de eklendi ve siyasal iktidarın niteliği değiştirildi.

***

Bugün Anayasamızda hâlâ Türkiye Cumhuriyeti’nin “Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olduğu yazıyor.

Oysa:

Önce “sosyal devlet” ortadan kaldırıldı, yerine “sadaka toplumu” ikame edildi.

“Laiklik” son nefesini vermek üzere:

Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden 10’u, mevcut iktidarın “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” olduğuna karar verdi.

“Hukuk devleti” güpegündüz, kalbinden bıçaklandı.

“Demokrasi” her yerinden saldırıya uğradı:

Şimdi sıra seçmen listelerine gelmiş görünüyor!

***

Bu süreçte demokratik sağın ve solun taksiratı büyük.

Demokratik sağ yolsuzluklardan battı.

Demokratik sol, birbirini gırtlaklayan liderlerden…

***

29 Mart 2009 yerel seçimlerinde Murat Karayalçın’ın Ankara adaylığı bir umut yeşertti.

Şimdi Oktay Ekinci’nin İstanbul adaylığı söz konusu.

Ekinci kendisine öneri götürenlere “Solun ortak adayı olursam kabul ederim” demiş.

***

Ey liderler, siyasal partiler…

Ey sendikalar…

Ey sivil toplum kuruluşları…

Ey vatandaş girişimleri…

“Tehlikenin farkında mısınız?”

ekongar@cumhuriyet.com.tr-www.kongar.org