Mursi Modeli

Soğuk savaş döneminde İslam, ABD tarafından, geniş kitleleri komünizme karşı seferber edecek bir ideoloji olarak kullanıldı.

Zaten tarihin çoktan kayıt altına aldığı bu olayları yaratanların, geçmişe dönük tanıklıkları da bu kullanılmayı kişisel ayrıntılarla hem onaylıyor hem de renklendiriyor:

Örneğin İslamcı kesimin önemli kalemlerinden, Gülen Cemaati’ne yakın, Zaman gazetesi yazarı Hüseyin Gülerce, Habertürk’te, Balçicek İlter’in programında “Namazdan çıkar solcu, komünist dövmeye giderdik” diyor.

Birçok kişinin “İşte itiraf” diye üzerine atladığı bu beyanda bir yenilik yok…

Tek bir örneği anımsamak gerekirse, solcu gençlerin Dolmabahçe’de ABD’nin 6. Filosu aleyhine yaptığı gösteriyi İslamcılar bastığında çıkan olaylar çoktan tarihe geçti bile!

***

İslamın ABD tarafından kullanılması, Türkiye’ye özgü değil, tarihsel ve evrensel bir olgu:

Sovyetler’i güneyden kuşatan Yeşil Kuşak ittifakları (CENTO, SEATO) ile başladı…

Afganistan’ın Sovyetler tarafından işgali ile silahlı eyleme dönüştü ve zafer kazandı…

Endonezya’da sol diktatörlüğü devirip yüz binlerce solcuyu katletti, İslamcı bir diktatörlük kurdu.

Derken İran’da Humeyni ile farklı bir boyut kazandı:

İslam ile sol, Şah’a karşı (Batı’nın utangaç desteğiyle) ittifak etti ve diktatörü devirdi…

Ama sonra Humeyni diktatörlüğü hem solcuları tasfiye etti hem de ABD düşmanlığını kurumlaştırdı.

Böylece, her “sol karşıtı” hareketin ABD’nin lehine olmadığı ve İslamın ABD’nin aleyhine de dönebileceği görüldü.

Derken Sovyetler çöktü, ABD’nin kurduğu El Kaide, Filistin-İsrail anlaşmazlığından, yani Ortadoğu’dan hareketle ABD’ye karşı terör eylemlerine girişti…

Böylece ABD, uzun süredir kendi yararına kullandığı İslam siyasetine yeni bir bakış geliştirmek zorunda kaldı:

İşte Büyük Ortadoğu Projesi BOP veya Kuzey Afrika’nın katılmasıyla oluşan Genişletilmiş Ortadoğu Projesi GOP, bu yeni yaklaşımın ürünü olarak ortaya çıktı…

Dönemin ABD Dışişleri Bakanı Rice, açıkça “Ortadoğu’da sınırların değişeceğini” ilan etti.

Irak’ın işgali, sözde Arap Baharı, Libya’nın bombardımanı, Suriye krizi, Mısır’da Mübarek’in devrilmesi ve Mursi’nin iktidarı, işte bu projenin sonuçlarıdır.

Mursi, İran ve Türkiye’de izlenen süreçleri, olayların zorlaması sonucu, adeta hızlandırılmış bir film gibi çok süratle uyguladı ve böylece bu süreçlerin iyice belirginleşmesine ve açığa çıkmasına yol açtı:

Dört adımlı model kabaca şöyle:

1) “Demokrasiye geçiyoruz” diye diktatörlüğü devir, iktidara gel…

2) Batı’nın ve Arap şeyhlerinin desteğiyle para bul…

3) ABD’nin bölgedeki çıkarlarına destek ol, aferin al…

4) Kendi diktatörlüğünü ilan et!

Yarın İran, Türkiye ve Mısır modelleri, benzerlikler, farklar; ABD ne yaptı, ne yapacak?

\n