Biliyorum, herkes yavaş yavaş bıkıyor, usanıyor, umudunu, mücadele gücünü kaybediyor:
Oysa tam da böyle günlerde direnmek, yılmadan usanmadan, Demokrasiyi, İnsan Haklarını, barışı, adaleti savunmak gerek!

***

Yüksek Yargı, seçimlerin adalet ve eşitliğini bozan eylem ve söylemlere göz yumduğu, adalet mekanizması ise siyasetin denetimine alındığı için, ülkede demagoji, demokrasinin yerine geçiyor...
Bir yandan terör, öte yandan geniş kitlelerin inanç ve duygularını okşayarak onları uyutan demagogların temel hak ve özgürlük ihlalleri tırmanarak sürüyor.

***

Halk, tepeden iktidar baskısı, aşağıdan PKK ve IŞİD terörü arasında bunalmış durumda!
İç ve dış politika hataları yüzünden beslenip büyüyen etnikçi PKK ve dinci/mezhepçi IŞİD terörü artık her an her yerde herkesi tehdit ederken, iktidar bu konularda bildiri yayımlayan akademisyenleri bile hapse atıyor, medyayı susturuyor, başkanlık rejimi dayatmasını sürdürüyor.

***

Ne yazık ki, yukardan gelen iktidar baskısı ile, aşağıdan, gelen etnikçi ve dinci/ mezhepçi terör, birbirinin varlığından besleniyor:
İktidar, aşağıdan gelen terörü, Demokrasiyi, Temel Hak ve Özgürlükleri sınırlamak ve kısıtlamak, başkanlık rejimi dayatmasını haklı göstermek için gerekçe olarak kullanıyor...
Etnikçi terör ise, iktidarın antidemokratik baskılarını vurgulayarak, cinayetlerini sanki demokrasi mücadelesiymiş gibi göstermeye çalışıyor.
Hem yukardan hem aşağıdan baskı altında kalan halk ise, yılgın, bıkkın ve umutsuz durumda.

***

Ama unutma:
En yılgın, bıkkın ve umutsuz durumlarda bile, Demokrasiyi ve İnsan Haklarını savunacaksın:
Hayatın ve özgürlüklerin tehdit altındayken bile, şiddete, teröre, baskıya, diktatörlük heveslerine karşı direneceksin!
Ne iktidarın, terör bahanesiyle arttırdığı baskıya boyun eğeceksin...
Ne de terörün, can alan tehdidine pabuç bırakacaksın...

***

Hiçbir zaman vazgeçme:
Herkes için, her zaman adaleti savunacaksın!
İster dostuna, ister düşmanına...
İster Türklere, ister Kürtlere...
İster Sünnilere, ister Alevilere...
İster Müslümanlara, ister gayrimüslimlere...
İster askerlere, ister sivillere...
İster öğretim üyelerine, ister öğrencilere...
İster polislere, savcı ve yargıçlara, ister gazetecilere ve sanıklara...
Kime haksızlık, hukuksuzluk yapılırsa yapılsın, karşı çıkacaksın...
Ayrıştırma, düşmanlaştırma yapmayacaksın, linç etmeyeceksin...
Nefret söylemini reddedeceksin!

***

Ve bütün bunları, kazanmak için değil...
Haklı ve doğru olduğuna inandığın için yapacaksın!