Asıl derdimiz nedir?..

08 Ekim 2018 Pazartesi

Bizim asıl derdimiz nedir?
Ekonominin yangını mı?
Toplumda şiddetin yaygınlaşması mı? Eğitimin keşmekeşi mi? Belediye seçimleri mi?

Belki de hepsinin kökeninde yatan derdimiz nedir?
Sorumluluk almayan bireyimiz.
Kayıtsızlığa gömülmüş toplumumuz.
Bence, asıl derdimiz budur.
Erich Fromm, “toplumsal karakter” dediği bir portreyi tanıtıyor. Böyle bir portre her toplum çoğunluğu için var.
Acaba şöyle bir karakteri tanıyor musunuz?
“Hep korunma altında olmak isteyen,
Kendi sorumluluğunu almaktan kaçınan,
Herkesi ve her şeyi sorumlu tutmaktan vazgeçmeyen,
İstediği her şeyi başkasından bekleyen,
Başkasının yaptıklarından faydalanmak isteyen,
Güce bağımlı,
Fırsatçılığı kazanmanın odağı sayan,
Kurallara uymayı güçsüzlük ya da aptallık sayan,
Kendini hiç eleştirmeyen, eleştiriye katlanamayan,
Başkasını eleştirmekten hiç geri kalmayan”
karakteri tanıyor musunuz?
Ben tanıyorum.
Benim en çok tanıdığım karakter ti-pi budur.
Sağımda solumda, yolda, AVM’de, otobüste, araç kullanırken,
orda burda gezerken çok gördüğüm tip budur.
Aynaya da bakıyorum, merak etmeyin, ben de onlardan biri mi oldum diye?
Bu toplumsal karakter bizim asıl derdimizdir dostlarım.
Olup biteni düşünmeyen.
Gördüğünü gören ama kendi sorumluluğunu görmeyen.
Olup biteni bilen ama durumunu zora sokmaktan korkan.
Gören, üzülen ama kendinden başka herkesi suçlayan.
Karakteri tanıyorum ve asıl derdimizin bu olduğunu düşünüyorum.
“Ah bir bilseler”, “keşke gerçekleri görseler” diye yanıp yakılmayın.
Herkes her şeyi görüyor, biliyor. Ama görmezden geliyor, bilmezden geliyor. Sorun burada.

***

Dolar yükseldi, öyle mi?
Çarşı pazar yangın yeri mi?
Elektriğe, doğal gaza zam üstüne zam geliyor mu?
Hapiste yatanları hatırlayan kalmadı mı?
İşten atılanlar unutuldu mu?
Bunların sorumlusu kimlerdir?
İki nokta arasına düz bir çizgi çekin.
Sorumlusu siyasal iktidardır.
İktidardaki AKP’dir. İşbaşındaki hükümettir. Bütün yetkileri elinde toplayan Cumhurbaşkanı’dır. Nokta.
Dikkat edin, Cumhurbaşkanı eleştirilerin dışında tutuluyor.
O artık “Devlet”tir ve devlet kutsaldır, eleştirilemez.
Hükümet eleştirilebilir ama önemi yoktur, çünkü sorumlu değildir.
Sorumlu içerde aracıdır, stokçudur, dışarda dış güçlerdir, bizi çekemeyen devletlerdir.
Kriz denen şey psikolojiktir, dolar olayı algı operasyonudur.
Yani, size öyle gelmektedir, önemli bir şey yoktur.
Siz bu geçici olaya katlanmaya bakın.
Sorumlular böylece sislenmiş ortamda kaybolur gider.
Vatandaş korkusundan siner, susar, kendi yakınlarına bağırır.
Toplumsal öfke, birbirine bağıran bireylerin şiddetinde boşalır.
Şaşırtılmış bilinç kâh oraya, kâh buraya bakarken her şey olup biter.
Yolsuzluklar, hırsızlıklar, haksızlıklar, tatsızlıklar aile içi kavgalar gibi suskun bir anlayışla seyredilir.
Toplumsal karakter, önünde akıp giden sıradan yaşamı izler.
Günlük hayatını sürdürür, evine gelip dizisine kavuşur, bugün de bir tatsızlık olmadan geçmektedir.
Bizim derdimiz budur.
Sorumluluğumuzu bilinceye kadar da,
Yaşanan hayata müdahale edinceye kadar da,
Derdimiz bu olacaktır...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları