Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
2024’e girerken (4) Liberal demokrasinin son baharı
2024 yılında toplam 40 ülkede, genel seçimler, başkanlık seçimleri ve yerel seçimlerde, 4.2 milyar insan, tarihte ilk kez dünya nüfusunun yarısından fazlası, oy kullanacak. Ancak, liberal demokrasi, 2024’te de küresel çapta gerilemeye devam edecek.
BİRKAÇ ÖRNEK...
Burada 40 ülkenin hepsine bakmak olanaksız ama nüfusu en kalabalık (milyon kişi olarak) sekiz ülkedeki durum bir fikir verebilir: Bangladeş (175), Brezilya (218), Hindistan, (1.400+), Endonezya (280), Meksika (129), Pakistan (245), Rusya (144), ABD (342) milyon. Bu ülkelerin toplam nüfusu yaklaşık 3.6 milyar. Ayrıca haziran ayında yapılacak AB parlamentosu seçimlerinde yaklaşık 250+ milyon seçmenin oy kullanması bekleniyor.
Hindistan’da faşist Modi rejimi var, Pakistan’da rejim, iki büyük feodal aile ve ordu arasında debeleniyor. Şubat seçimlerinin olası sonuçlarının bu durumu iyileştirmesi beklenmiyor. Rusya’nın ise zaten liberal demokrasiyle bir ilgisi yok. Bangladeş’te genel seçimlerinin 7 Ocak’ta yapılması planlanıyor. Atlantik Konseyi’nden Ali Raiz’e göre “Ülke hızla otokrasiye kayıyor.” Mevcut Başbakan Şeyh Hasina, bir dördüncü dönem daha görevde kalmayı hedefliyor. Ülkedeki siyasi durum gergin ve şiddetli, birçok muhalefet lideri tutuklandı, ülke protestolarla sarsılıyor. Yabancı diplomatlara da seçim güvenliğine ilişkin konularda yorum yapmamaları tavsiye ediliyormuş.
Endonezya da siyasete hâlâ Suharto’nun otoriter yönetiminin 32 yılı boyunca servetlerini inşa eden bir avuç asker sivil seçkin egemen. Carnegie Endovement’ın yayımladığı bir analiz bu seçkinlerin kendi aralarında anlaşarak yönetmeye uygun ve yeni aktörlerin devreye girmesini de engelleyen bir sistem kurduklarını anlatıyordu. Agence France-Presse’in bir yorumuna göre halen iktidarda olan devlet başkanı, devletin dengeleme ve denetleme (özellikle yolsuzlukları) kurumlarını iyice yıpratmış. AFP, şimdi en güçlü adayın, adamın müttefiki ve otoriter eğilimli biri olduğunu aktarıyor.
Son örneğim Meksika’da nüfusun yüzde 10’u toplam servetin yüzde 80’ini elinde tutuyor; en alttaki yüzde 50’lik kısmın payı ise yüzde (-0.2) ile negatif. Bu grubun varlıklardan daha fazla borcu var. Chatham House’un yayımladığı bir araştırmada, “ülke otokrasi ile demokrasi arasında” seçim yapacak deniyordu. Ancak en güçlü aday Sheinbaum, şimdiki başkan Obrador’un müttefiki ve en fazla bir süreklilik vaat ediyor. Buna karşılık rakibi Galvez, Obrador’dan önceki yönetimleri andıran bir kampanya yürütüyor. İş çevreleri ikisini de destekliyor. Bu koşullarda da Chatham House’un araştırması, seçmenin yüzde 61’inin demokrasiyle ilgilenmediğini aktarıyor: Yüzde 33’ü otoriter bir lider istiyormuş, yüzde 28 kim olursa olsun fark etmez diyormuş.
ABD’de, liberal demokrasinin geleceğini, uluslararası etkilerini bir başka yazıda tartışacağım. Trump’ın artık Hitler ve Mussolini’nin konuşmalarından alınmış “Haşerat” (vermin), “Ulusun kanını kirletiyorlar” (polluting the nations blood) gibi rakiplerini insan kategorisinin dışına itmeyi (dehumanise) amaçlayan propaganda kalıplarını kullanmaya başladığını, hiç çekinmeden “Evet diktatör olmak istiyorum” dediğini, rakiplerini ezmekten, basını susturmaktan söz ettiğini, devleti ele geçirmek için daha şimdiden kadrolaşmaya başladığını görüyoruz. Haziranda yapılacak AB Parlamentosu seçimlerinde, faşist özellikler sergileyen partilerin, etkilerinin daha da artması bekleniyor.
Arjantin’de yeni seçilen Milei’nin hızla inşa etmeye başladığı rejim de liberal demokrasiyle, haklar ve özgürlükler arasındaki uçurumu sergilemesi açısından iyi bir örnek: Arjantin’in önde gelen gazetelerinden Pagina12’de Sebastián Cazón, şöyle aktarıyor. “Bir kararnameyle 300’den fazla kuralı değiştirdi ve işçilerin, sendikaların, yoksulların binlerce ekonomik demokratik hak ve özgürlüklerini tırpanladı”. Bir başka Arjantinli yorumcu, Juan Pablo Csipka da Milei’nin adını Pinochet ve Fujimori’nin yanına yazıyor.
Liberal demokrasi hızla tükeniyor. Geleneksel sosyal demokrasi sosyal tabanını çoktan kaybetti. Faşizm ABD ve Avrupa’da, hatta küresel çapta güncel ve yakın bir tehlike. Yeni bir siyaset ve toplum projesini hızla geliştirmek gerekiyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama