Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Bir Semptom Olarak MH17

23 Temmuz 2014 Çarşamba

MH17 uçuş numaralı Malezya uçağının Ukrayna hava sahasında vurularak düşürülmesi, ABD destekli Avrupa ile Rusya arasında yaşanmakta olan gerginliğin taşıdığı çok tehlikeli potansiyelleri gözler önüne serdi. Şimdi başladıktan sonra nereye kadar gideceği belirsiz bir çatışma süreciyle karşı karşıyayız.

Bazı yeni bilgiler
Önce pazartesi yazımda yer alan bilgilere ek bazı yeni bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Wall Street Journal’ın aktardığına göre, Ukrayna yönetimi Rusya yanlısı ayrılıkçı isyancıların elinde, yolcu uçaklarını da vurabilecek gelişmiş hava savunma silahları olduğunu olayın üç gün öncesinden biliyormuş. Wall Street Journal, Ukrayna havacılık yetkilileri bu bölgenin hava sahasını neden tamamen uçuşa kapatmadılar?” diye soruyor.
The AsiaTimes’tan Pepe Escobar da, yayımladığı çok ilginç bir yorumda, “Ukrayna hava kontrol kulesi, MH17’yi daha önce uçtuğu güzergâhtan 200 km. uzağa, olayın yaşandığı hava sahasına neden yönlendirdi” diye soruyor ve Carlos isimli bir hava kontrol kulesi görevlisinin tweet’lerine gönderme yapıyor. (“http:// slavyangrad.wordpress.com/2014/07/18/ spanish-air-controller-kiev-borispol-airportukraine- military-shot-down-boeing-mh17/”)
Daha sobra silinen bu tweet’lerde Carlos MH17’ye radardan kaybolmadan az önce iki Ukrayna savaş uçağının refakat ettiğini iddia ediyor. MH17 radardan kaybolur kaybolmaz, Ukrayna yetkililerin uçağın vurulduğunu açıklamışlar. Carlos, “hemen nasıl bilebildiler?” diye soruyor. MH17’nin yolunun değiştirilmesi, Carlos’un aktardığı gözlemlerin hepsinin, radar kayıtlarında olması gerekiyormuş. Ancak, Ukrayna gizli servisi olayın hemen ardından radar kayıtlarına el koymuş.
Büyük olasılıkla daha başka veriler, söylentiler de ortaya çıkacak, karşı taraf bunları yalanlayacak, komplo teorisi diyecek. 1983’te vurulan (Ölü Sayısı 269) Kore Hava Yolları’na bağlı B 747, 1988’de vurulan İran Hava Yolları’na bağlı Airbus (ÖS: 290), Lockerbie’de düşen PanAm, 2001’de Ukrayna ordusunun vurduğu Siberya Hava Yolları uçağı (ÖS: 78), olaylarında olduğu gibi bu kez gerçeğe tam olarak asla öğrenemeyeceğiz.

Hibrid savaşlar
MH17’nin nasıl bir komploya/kazaya/ hesaba kurban gittiğini öğrenemeyeceğiz ama en azından şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ukrayna üzerinde çok tehlikeli bir oyun oynanıyor. NATO 2014 Politika Raporu’nu hazırlayan komitenin başkanı, Chatam House direktörü, Robin Niblett’in deyimiyle, Batı ile Rusya arasında bir hibrid savaş” yaşanıyor. Niblett, bu savaşı Rusya’nın başlattığını, başarıyla sürdürdüğünü savunuyor ama olayların akışında bakınca başka bir yargıya varmak olanaklı. Niblet’in tanımlamasıyla, “hibrid savaş”, özel güçlerin, istihbarat görevlilerinin ve yerel güçlerin birlikte, gizli biçimde kullanılmasıyla yürütülüyor. Bu savaş, kitlesel çapta yanıltıcı bilgilendirme kampanyasına dayanıyor. “Hibrid savaş”ta, askeri güç gösterisinden, ekonomik yaptırımlara kadar uzanan korkutma yöntemleri de uygulanıyor.”
İyi de bunlar yeni gelişmeler değil ki. Doğu Bloku çöktükten sonra, Avrupa Birliği ve NATO, verilen sözleri unutarak Rusya’nın uyarılarına kulaklarını kapatarak, sürekli Rusya sınırına doğru, ülkeleri yutarak genişlemedi mi? Renkli devrimler olarak tanımlanan “şeylere” bakınca “hibrid savaş”ın hemen tüm unsurlarını gürmüyor muyuz? AB, ABD’nin teşviki ve desteğiyle, yukarıda tanımlanan hibrid savaş teknikleriyle, Ukayna’da seçilmiş bir yönetimi devirmedi mi? Amacı, Ukrayna koridorunu, Karadeniz’i Rusya’ya kapatmak değil miydi?
Eski etki alanlarını restore etmeye çalışan Rusya, artık geri çekilecek yeri kalmadığını için, burada genişlemeye dur diyerek, Kırım’ı ilhak ederek, “hibrid savaş”a, “hibrid savaş” yöntemleriyle cevap verince bu noktaya gelmedik mi?
Bu “nokta” çok tehlikeli bir yer. Çünkü Rusya geri çekilecek yeri kalmadığına inanıyor. AB ve ABD hâlâ bir “uluslararası topluluk” formülüyle Rusya’ya baskı yapabileceğine inanıyor; yapamazsa Batı’nın gerilemekte olan liderliğine bir darbe daha vurulacağını biliyor. Bu kesimin de geri çekilecek yeri yok.
MH17 “kazaya” getirilmesi bence bu sıkışmanın bir semptomudur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Böyle devam etmez! 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları