Erinç Yeldan

BM Kalkınma Forumu'nun Ardından

28 Mart 2012 Çarşamba
\n

\n

BM Kalkınma Programı (UNDP) öncülüğünde Küresel Beşeri Kalkınma Forumugeçen hafta içerisinde İstanbulda toplandı. Eşitlik ve Sürdürülebilir Büyüme doğrultusunda doğaya ve insan emeğine daha saygılı bir kalkınma modelini araştırmak üzere çok sayıda akademisyen, bilim insanı ve araştırmacı iki gün boyunca İstanbulda bir araya geldi. Biz de Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmazın moderatörlüğünde toplanan Sosyal Anlaşma: Eşitliği ve Sürdürülebilirliği İnşa Etmek başlıklı panelde; Hindistan Planlama Komisyonu Üyesi Profesör Abhijit Sen, eski Finlandiya Devlet Başkanı Tarja Halonen ve Trinidaddan Profesör Karl Theodore ile birlikte görüşlerimizi açıklama fırsatı bulduk.

\n

***

\n

Eşitlik”, “sürdürülebilir büyüme ve doğaya ve emeğe saygıkavramları kuşkusuz insanlığın yüzyıllar boyunca yaşattığı ideallerin başında gelmekte. İnsanlık tarihinde söz konusu kavramların gerçekten dikkate alındığı ve bu ideallere ulaşmak için çaba sarf edildiği dönemler olmuş idi. Ancak 21. yüzyılın başında bu mevcut çarpık küreselleşme ve kolektif emperyalist sömürü altında insanlık bu amaçlardan çok uzakta gözüküyor.

\n

Bugün temiz su kaynaklarından yoksun 1 milyar; temiz barınma olanaklarından yoksun 2.6 milyar ve elektrik ya da benzeri enerji kaynaklarından yoksun 1.5 milyar insan ile dünyamız eşitsiz gelişmenin yol açtığı sosyal çatışmalar ve ekolojik tahribatın yarattığı çöküntünün eşiğinde duruyor.

\n

Başta karbondioksit ve kükürt olmak üzere yoğun çevre kirliliğine yol açan sera gazı salımları dizginlenemez bir boyutta gezegenimizin atmosferinde birikim gösteriyor; gezegenimizin ortalama ısısı yapay olarak arttıkça yeni tür bakteriler ve parazitler dünyanın gıda güvenliğini tehdit eder duruma geliyor; iklim değişikliğinin yol açmakta olduğu çevre felaketleri ise en başta küresel yoksulları tehdit ediyor.

\n

***

\n

Hesaplamalara göre, dünya ekonomisinde her 1 dolarlık üretim için 1980 yılında 1 kg karbondioksit gazı salımı söz konusu idi. 2050 yılında 9 milyar nüfusa ulaşması beklenen dünyamızın toplam sera gazı salımlarını 1980 düzeyinde tutabilmesi için her 1 dolarlık üretim için yapılan karbondioksit emisyonunu 0.06 kga indirmesi gerekiyor. Böyle bir teknoloji mucizesinin gerçekleşmesi ise hiç de olanaklı gözükmüyor. Bunun ötesinde, küresel ekonomiye katılması beklenen 3 milyar düzeyindeki yeni tüketici orta sınıfın yaratacağı tüketim baskısına gezegenimizin doğal kaynaklarının daha ne kadar dayanabileceği bir diğer açmaz olarak karşımızda duruyor.

\n

Sorunların özünde dünyamızın üretim, birikim ve tüketim faaliyetlerinin yıkıcı rekabet altında çalışan kapitalist pazar ekonomisinin çılgın kâr elde etme yarışına terk edildiği acımasız sömürüsü yatmakta. Yatırımların ve üretimin ana amacının insandeğil, kâr dürtüsü olduğu bu çarpık küreselleşme sürecinin bir başka küreselleşme mümkündür anlayışıyla dönüştürülmediği sürece, doğaya ve insana saygılı, sürdürülebilir büyüme ideali insanlığın değerlerinden daha da uzaklaştırılıyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları