Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
BM Kalkınma Forumu'nun Ardından
BM Kalkınma Programı (UNDP) öncülüğünde “Küresel Beşeri Kalkınma Forumu” geçen hafta içerisinde İstanbul’da toplandı. “Eşitlik ve Sürdürülebilir Büyüme” doğrultusunda doğaya ve insan emeğine daha saygılı bir kalkınma modelini araştırmak üzere çok sayıda akademisyen, bilim insanı ve araştırmacı iki gün boyunca İstanbul’da bir araya geldi. Biz de Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın moderatörlüğünde toplanan “Sosyal Anlaşma: Eşitliği ve Sürdürülebilirliği İnşa Etmek” başlıklı panelde; Hindistan Planlama Komisyonu Üyesi Profesör Abhijit Sen, eski Finlandiya Devlet Başkanı Tarja Halonen ve Trinidad’dan Profesör Karl Theodore ile birlikte görüşlerimizi açıklama fırsatı bulduk.
\n***
\n“Eşitlik”, “sürdürülebilir büyüme” ve “doğaya ve emeğe saygı” kavramları kuşkusuz insanlığın yüzyıllar boyunca yaşattığı ideallerin başında gelmekte. İnsanlık tarihinde söz konusu kavramların gerçekten dikkate alındığı ve bu ideallere ulaşmak için çaba sarf edildiği dönemler olmuş idi. Ancak 21. yüzyılın başında bu mevcut çarpık küreselleşme ve kolektif emperyalist sömürü altında insanlık bu amaçlardan çok uzakta gözüküyor.
\nBugün temiz su kaynaklarından yoksun 1 milyar; temiz barınma olanaklarından yoksun 2.6 milyar ve elektrik ya da benzeri enerji kaynaklarından yoksun 1.5 milyar insan ile dünyamız eşitsiz gelişmenin yol açtığı sosyal çatışmalar ve ekolojik tahribatın yarattığı çöküntünün eşiğinde duruyor.
\nBaşta karbondioksit ve kükürt olmak üzere yoğun çevre kirliliğine yol açan sera gazı salımları dizginlenemez bir boyutta gezegenimizin atmosferinde birikim gösteriyor; gezegenimizin ortalama ısısı yapay olarak arttıkça yeni tür bakteriler ve parazitler dünyanın gıda güvenliğini tehdit eder duruma geliyor; iklim değişikliğinin yol açmakta olduğu çevre felaketleri ise en başta küresel yoksulları tehdit ediyor.
\n***
\nHesaplamalara göre, dünya ekonomisinde her 1 dolarlık üretim için 1980 yılında 1 kg karbondioksit gazı salımı söz konusu idi. 2050 yılında 9 milyar nüfusa ulaşması beklenen dünyamızın toplam sera gazı salımlarını 1980 düzeyinde tutabilmesi için her 1 dolarlık üretim için yapılan karbondioksit emisyonunu 0.06 kg’a indirmesi gerekiyor. Böyle bir teknoloji mucizesinin gerçekleşmesi ise hiç de olanaklı gözükmüyor. Bunun ötesinde, küresel ekonomiye katılması beklenen 3 milyar düzeyindeki yeni tüketici “orta sınıfın” yaratacağı tüketim baskısına gezegenimizin doğal kaynaklarının daha ne kadar dayanabileceği bir diğer açmaz olarak karşımızda duruyor.
\nSorunların özünde dünyamızın üretim, birikim ve tüketim faaliyetlerinin yıkıcı rekabet altında çalışan kapitalist pazar ekonomisinin çılgın kâr elde etme yarışına terk edildiği acımasız sömürüsü yatmakta. Yatırımların ve üretimin ana amacının “insan” değil, “kâr dürtüsü” olduğu bu çarpık küreselleşme sürecinin “bir başka küreselleşme mümkündür” anlayışıyla dönüştürülmediği sürece, “doğaya ve insana saygılı, sürdürülebilir büyüme” ideali insanlığın değerlerinden daha da uzaklaştırılıyor.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!