Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dörtnala Geldik Uzak Asya'dan...
İktisadi büyüme ve büyüme kuramları, ekonomi biliminin en canlı konularından birisi. İktisat yazınında ilginç bir veri seti var: Agnus Maddison’un 2006 tarihli The World Economy: The Millennial Perspective ve 2007 tarihli Contours of the World Economy çalışmaları. Maddison çok renkli ve bir o kadar da yetkin bir tarihçi. Bizlere bu çalışmalarında MS 1. yıldan itibaren, günümüze değin sürede yüzyıllar bazında Avrupa ve yakın coğrafyamızdaki gelir düzeylerini araştırıyor.
\nMaddison’un çalışmalarında Türk kavimlerinin dalgalar halinde Anadolu topraklarına geldiği günlerden başlayarak ekonomik faaliyetlerini izleyebileceğimiz bir özet tablo ilgimi çekti. Siz okurlarımla paylaşmanın ilgi çekici olacağını düşündüm. Maddison’un bulgularını aşağıdaki tabloda özetliyorum:
\nMaddison’un verilerine göre “Türkiye” ilk bininci yıl sonunda yerkürenin kişi başına en fazla geliri olan coğrafyasını barındırmaktaydı. Bölgenin performansına en yakın ülkeler ise Mısır ve İtalya idi.
\nGörsel medyada “Muhteşem Yüzyıl” diye anılan 1500’lere gelindiğinde ise artık Türkiye coğrafyası küresel ekonomideki göreceli üstün konumunu yitirmekteydi. Maddison’un verilerine göre, Türkiye (1990 sabit fiyatlarıyla) 600 dolarlık kişi başına gelir düzeyinde çakılı kalarak, uluslararası işbölümü içerisinde giderek geriye düşmüş, İtalya, İspanya ve Avusturya gibi Avrupa’nın yeni ticaret ve üretim merkezlerinin ardında kalmış idi. Feodal Avrupa’nın dinamiği, İtalyan şehir devletlerinde ve Orta Avrupa’da yükselen kapitalizmin çekirdeğine dönüşmekte; yeni palazlanan burjuva sınıfı ise elde edilen iktisadi artığın yeniden sermaye birikimine dönüştürülmesini sağlayarak kapitalist birikimin kaynaklarını oluşturmaktaydı.
\n1820’lerde sanayi devrimi sırasında ise Türkiye çok daha şiddetli ve kalıcı olarak geri bıraktırılmış yarı sömürge bir imparatorluk mirasçısı durumuna indirgenecek ve kapitalizmin çevre ekonomisinin sömürü mantığına tabi olacaktır.
\nAnadolu topraklarında 900 küsur yıl hüküm sürmüş; imparatorluklar kurmuş; ve bu süreçte dünyanın en ileri uygarlıklarına öncülük etmiş olan Türk kavimlerinin, 1500’lerle birlikte kapitalist sermaye birikiminin gerektirdiği düşüngüsel devrimin ve aydınlanmanın gerisinde kalarak, geri bıraktırılmış bir çevre ekonomisine dönüşmesi süreci, kuşkusuz sadece sultanların özel hayatlarıyla veya at sürmedeki maharetleriyle açıklanabilecek olgular değildir.
\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke