O konserlerde yok muydunuz?

09 Mart 2022 Çarşamba

Bazı konserler vardır ki yorumcuların olağanüstü seslendirisi dinleyicileri derinden etkiler. Bazen yorum kadar, seçilen yapıtların özellikleri de bir süre akıldan çıkmaz. Sonra konser meraklıları birbirine sorar, “O konserde yok muydun, dinlemedinse çok yazık olmuş!” der. İşte geçen hafta İstanbul’da böylesine konserler vardı: Piyanist Boris Berezovski’nin Rachmaninov’unu dinlemeyenler çok şey kaçırdılar. 

Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda Murat Cem Orhan yönetimindeki Cemal Reşit Rey Konser Salonu Orkestrası’nın eşliğindeki solist, çağımızın hatırı sayılır büyük piyanistlerinden Boris Berezovski idi. Programın başlığı gibi gerçekten de “bir başka Rachmaninov” çaldı. Sanki kendi bestelemiş gibi, incelikli ve müthiş renkler yarattı. Romantizm akımının kendine özgü derin şiirselliğini yansıtırken yapıtın genişleyen soluğunda tırmanan gerilimini orkestra ve solist aynı nefeste paylaştılar. Bütün salon sanki soluğunu tutmuş, bu derin öykünün doruğa tırmanmasını, Rachmaninov ve Berezovski’nin bütünleşmesini izliyordu. 

İkinci yarıdaki Beethoven’in diğerleri kadar sık çalınmayan 4. Senfonisi de özenle hazırlanmıştı. Bestecinin sağırlığını kabul ettiği, yazgısına kahramanca göğüs gerdiği dönemin ürünü. Bir önceki “Eroica”dan sonra sanki bir huzur ortamı bulmuş; klasik dönemin yapısında, zarif ve neşeliydi. Murat Cem Orhan yönetimindeki topluluk, yapıtın bütün bu özelliklerini yansıttı.

ERKİN VE GÜRER AYKAL

Diğer etkileyici konser Zorlu PSM’de, Gürer Aykal yönetimindeki BiFO’dan Ulvi Cemal Erkin’i anma konseriydi. Gürer Aykal, bu konseri 50. ölüm yıldönümü nedeniyle hocası Ulvi Cemal Erkin’in (1906-1972) yapıtlarına ayırmıştı. Gökhan Aybulus solistliğinde 1. Piyano Konçertosu’nun son iki bölümü çalındı ve son bölüm bis olarak tekrarlandı. Gökhan da bis olarak Erkin’in piyano için “Duyuşlar”ından Zeybek Havası’nı çaldı. Kemancımız Elvin Hoksa (d.1997) ise bestecinin Keman Konçertosu’ndan son iki bölümünde solistti. Elvin, ne kadar sağlam bir kemancı olduğunu bir kez daha kanıtladı. Biz, bir grup Boğaziçi hocası, bu konseri izlerken gözlerimiz doldu: Zira 23 yıl sürdürdüğümüz Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall konserlerinde sahneye çıkan müzikçilerin en genci yedi buçuk yaşındaki Elvin Hoksa olmuştu. Dedesi ünlü Azeri kemancı Server Ganiev ile J.S. Bach’ın ikili konçertosunu çalmış, sonra da kendi başına bis yaparak herkesi hayran bırakmıştı. Bu onun ilk orkestra eşliğindeki dinletisiydi. Halen Avrupa’nın pek çok orkestrasına davet alıyor, pek çok sahnesinde resital veriyor ve yarışmalarda ödüller kazanıyor.

Konserin ikinci yarısını taçlandıran olay, Erkin’in 1. Senfonisi’ydi. Gürer Aykal yönetimindeki BİFO, bu eseri adeta baştan yarattı. Sonuna dek soluk almadan dinledik. Besteci bu senfoniye 1944’te başlamış, 1946’da tamamlamış. Ve bu yapıt ilk kez bestecisi yönetiminde Ankara’da, CSO tarafından çalınmış, ardından 1947’de Prag Baharı Festivali’nde yine bestecisi yönetiminde seslendirilmiş. Her zaman Türk bestecilerinin yapıtlarını yorumlamayı kendine görev edinmiş şefimiz Gürer Aykal’dan hocasına layık, güzel bir armağan oldu. Bu senfoniyi de dinlemeyenler çok şey kaçırdılar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları