Feyzi Açıkalın

Bisiklette Kolombiya örneği

05 Ağustos 2019 Pazartesi

2019 yılı Fransa Turu’nu 22 yaşındaki Kolombiyalı bisikletçi Egan Bernal kazandı. Bu zafer, son 40 yıldır dünya bisikletine yıldız yetiştirmekte olan Kolombiya spor tarihinde bir ilki oluşturmaktaydı.
Kolombiya, Güney Amerika’daki en tutkulu bisiklet ülkesi olarak anılıyor. Ülkenin coğrafyası gereği yüksek rakımda yaşayan sporcuların doğal tırmanış yeteneğine sahip olmalarının, rakiplerine üstünlük sağlamasına neden olduğu söyleniyor.
Oysa bu dar tanım Kolombiya’ya haksızlık olarak adlandırılıyor. Çünkü ülkedeki çok sayıdaki velodrom ve BMX pistinden yetişen sporcular, artık sprinter özellikleriyle de dünya çapında başarıya ulaşıyorlar. Kısaca; bisiklet federasyonunun ustaca örgütlenmesi ve devletin tesis ölçeğinde katkısıyla yıldız sporcuların yetişmesi sağlanıyor. Yıldızların uluslararası başarıları halkın bisiklet sporunu ulusal bir gurur kaynağı olarak görmelerine neden oluyor. Ve de yeni yetişen gençliği yarışmacı bisiklet sporu yapmaya öykündürüyor…
Kolombiya; coğrafyası, ekonomisi, insanı ve siyasi sorunlarıyla, “en çok Türkiye’ye benzeyen” Güney Amerika ülkesi! Bu yüzden bisiklet sporu özelinde de karşılaştırma yapmak daha doğru.
Ne yazık ki Türkiye’nin şu anda Kolombiya’ya sağladığı tek üstünlük, düzenlediği uluslararası bisiklet turunun daha yüksek düzeyde olması. Bunun dışında bisiklet sporunu geliştirecek üst düzey spor örgütlenmesi ve de sporcunun yetişeceği altyapı ve tesis planlaması eksikliğiyle Kolombiya’dan çok geride kalmış görünüyoruz.
Türk spor teşkilatlanmasının yapılanması gereği, yurt düzeyindeki spor müdürlükleri sadece lisanslı sporcu sayısını artırmakla kendilerini yükümlü kılıyor. Bisiklet kulüpleri ise bağımlı bulunduğu sistemi özgürce eleştiremiyor. Geriye sadece daha çok yaş grupları düzeyinde amatörce örgütlenmiş ve bisiklet sporunu bilen bir başka gurup kalıyor. Diğer tüm sporlarda olduğu gibi bisiklet organizasyonlarının ve hasbelkader yıldızlaşan sporcuların siyasi rejimin propaganda aracı haline dönüştürüldüğü ülkemizde siyasetin kirli elini, özellikle amatör spordan çekmesi tek çare olarak görünüyor.
İdarecilik kisvesi altında sporu ve yarışmacı sporcuyu kullanarak bilinirlik sağlamak, daha da kötüsü siyaseten yükselmede araç olarak kullanmak isteyenler var. Bisiklet sporuna zarar verenlerin artık gerçek spor insanından ayırt edilmesi gerekiyor.
İşte ülkedeki spora da yansıyan baskıcı anlayıştan en bağımsızmış gibi görünen, söz konusu yaş gruplarındaki bisikletsever kitleye iş düşüyor. Sosyal medyadaki etkin gücün özgür tartışma ortamlarında, en azından inisiyatif alıcı olarak düşüncelerini ortaya sermesi bile bir başlangıç olacaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları