Gülengül Altınsay

Çözüm kolay

16 Temmuz 2015 Perşembe

Çok canlı bir transfer dönemi yaşıyoruz. Ve herkes yeni transferlerle oluşacak takımların göstereceği performansı bekliyor merakla. Tribünlerin boşaldığı, futbola ilginin azaldığı şu günlerde anlaşılan tek ümit yeni transferlerde. Her biri sanki bir sihirli değnek.
Ne güzel değil mi? Kafayı hiç değiştirmeden, hiç emek harcamadan sadece futbolcu transferiyle futbolda kalite ve başarı aramak.
Ne var ki maçlar başladığında futbolun takım oyunu olduğunu, takımlaşmanın zaman ve emek istediğini belki hatırlayacağız. Bir de tabii transferden sonra en çok sevdiğimiz faslı açacağız: Hakemler ve kararları! Ama hakemler olmasa da MHK sezon başlamadan gündeme geldi bile. Yusuf Namoğlu’nun “politik baskılar” yüzünden görev almayacağını açıklaması üzerine politik aidiyeti ayan beyan belli olan Kuddusi Müftüoğlu başkanlığında hemen bir Merkez Hakem Kurulu (MHK) oluşturuldu.
Siz de biliyorsunuz transfer maçları yapılır. Sahadaki maçlar ise hakem kararlarını tartışmak için oynanır. Futbolu iyi okuyamamaları bir yana, baskı altında ezilerek sahaya çıkan hakemlerin aldıkları yanlış kararlar sonuçta hiç kimsede güven diye bir şey bırakmadı. Şimdi oluşan tabloya bir bakın. Yukarıdan talimatla oluşturulmuş, getir götür işlerini yapar durumuna düşürülmüş bir TFF. Yine siyasiler tarafından oluşturulmuş, uzaktan ve yukarıdan kumandalı bir MHK. Böyle mi oluşturulacak güven ortamı? Artık basit bir taç kararının ardında bile derin komplolar aramayacak mıyız?
Yine kim daha çok bastırır kim dişini daha fazla gösterirse onun dediği olmayacak mı? Ya da böyle olduğu yönündeki inançlar güçlenmeyecek mi?
Önemli olan kimin şampiyon olacağı ya da kimin kümede kalacağı falan değil. Sorun çok daha da büyük. Böylesi bir adaletsiz ortamda futbol nasıl gelişecek? Emeğinin karşılığının gasp edildiğine inanılan bir yerde futbolcu performansını nasıl geliştirme arzusu duyacak?

Bağımsız hakemlik
Oysa çözüm o kadar basit ki. Hakemlik bağımsız bir kurum olsun. Yönetimi ülkedeki bütün hakemler seçsin. Eğitimi de, maçların planlamasını da, hakemlerin denetimini de kendi içlerinde yapsınlar.
Bakın o zaman üst taraftan baskı görmeyen hakemler kafaları rahatlayınca, yüreklerinden korkuyu atınca hem kendilerini hem de futbolu nasıl da geliştirecekler.
Ama bu basit çözüm muktedirlerin işine gelmiyor. Onlar bütün gücü ellerinde toplamaya, her şeyi denetimleri altına almaya çalışıyorlar. Öyle olunca da işte bugünkü tablo çıkıyor ortaya. Gücü elinizde toplama hırsıyla kimsede özgürlük ve inisiyatif bırakmıyorsunuz. Fakat sonunda elinizde çürümüş, yozlaşmış bir kurumdan başka bir şey kalmıyor.

Kısaca Quaresma
Kısaca çünkü Quaresma için söyleyecek fazla bir şeyim yok. Beşiktaş’ta istikrarlı bir performansı olmadı hiç. Ödenen o kadar paranın karşılığını veremedi. En kötüsü de takım oyuncusu değildi, takım oyununa katkısı sıfırdı.. Porto’ya da zaten takımsız kalmamak için gitti. Kontenjandan oynadığı bir iki maç dışında formda da gözükmedi.
Şimdi sanki bunlar hiç yaşanmamış gibi Qaresma’nın yeniden transfer edilmek istenmesinin izahı da yok. Ya da ancak şu ünlü söz belki ışık tutabilir bu transfere: “İlk seferinde trajik olan, ikinci seferde komik olur.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024
Takım ne yapsın? 3 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları