Aboubakar Afrika Kupası’na gidince Talisca kendini önde Cenk’in hemen arkasında 2. santrafor mevkisinde
buldu. Talisca’dan santrafor olur mu derseniz, pekâla olur. Çünkü günümüz futbolunda çoktan sabit santrafor devri bitti. Üstelik Talisca’nın defansif yönü yok, pas yüzdesi düşük buna karşın topa vuruş tekniği mükemmel. O halde onu ileri hatta çok yönlü forvet olarak denemek en iyisiydi. Ancak dün oyuna bir türlü giremedi ve Cenk sakatlanınca santrafora geçti ama etkisiz kaldı ve yerini Babel’e bıraktı.
Şenol Güneş, 35’te sakatlanan Cenk’in yerine Tolgay’ı oyuna sokunca ister istemez akla hemen Olcay ve Kerim geldi. İtirazım tabii ki Tolgay’a değil. İlk 11’de başlaması gereken bir oyuncu o. Ama kanatlarda hızlı oyuncu gereksinimi ayrı bir konu.
Fakat bu ya da başka eksikliklerin ortaya çıkacağı bir rakip değildi Alanyaspor. Üstelik böyle bir rakip karşısında Quaresma en etkili maçını çıkardı.
Q7’nin ataklarıyla Beşiktaş, teknik direktörsüz rakibine karşı zorlanmadan üstünlük kurdu. Bu baskı golü de erken getirdi zaten. Oğuzhan, Q7 ve en son Cenk’in vuruşuyla. Gol Kartal’ı biraz rehavete soktu sanırım. Alanyaspor kendini tam göstermeye başlamıştı ki Beşiktaş bu kez geriden kaptığı topla Oğuzhan, Tolgay ve son vuruşu yapan Babel’le 2. golü de buldu.
İkinci yarı penaltılarla başladı. Kartal Q7’nin vuruşuyla golleri üçledi ama hakem Alper Ulusoy sanırım Alanyaspor’a moral olsun diye bir penaltı uydurdu. Kaleci Fabri’nin topa beceriyle müdahalesini rakibe müdahale olarak değerlenirdi. Yanlış penaltı gerçekten de Alanya’yı canlandırdı. Ama bir süreliğine. Marcelo’nun attığı 4. gol ümitlerini bitirdi ev sahibinin. Fakat ne olursa olsun Beşiktaş dün ortaya koyduğu takım oyunuyla ve atak üstünlüğüyle ligin en iyisi olduğunu gösterdi. Aldığı 3 puanla hak ederek liderliğe yükseldi.