Haydar Ergülen
Haydar Ergülen haydaree@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Anıların Uğurladığı

04 Haziran 2012 Pazartesi
\n

\n

\n

\n

ODTÜde küçük bir grubumuz vardı, Funda, Yasemin, Şükran, Şeyda, Belgin, Haldun, Serdar, Gamze... Eftal ne zaman katılmıştı aramıza, aklımdan çıkmış. O zamanlar Yeni Türkü müzik grubundaydı ve sanıyorum Fundayı da sesini dinletmek üzere Derya Köroğluna o götürmüştü. Sonra Yeni Türküden ayrılıp Erkan Oban ve Tolga Çandarla birlikte Çağdaş Türküyü kurmuşlar. -muşlardiyorum çünkü ben o sırada askerdim ve Çağdaş Türkünün ilk karaplağı ya da uzunçalarıBekle Beniyi izin gelişi Ankarada Akif Kurtuluşun evinde dinlemiştim. \n

\n

O karaplakta benim sevgili okul arkadaşım Yasemine yoksulbir öğrenci ve şair adayı olarak yazdığım Yasemin İçin Küçük Bir Şarkı adlı şiirin,Yarın Gece adıyla okunmuş şarkısı vardı. Besteleyen Eftal Küçük, düzenleyen Erkan Oban, nam-ı diğer Dede ve okuyan Tolga Çandar: “Yarın gece gideceğim bu kentten/bir ırmağa yolcuyum sular çekiyor beni/yüreğimden başka taşıyacak yüküm yok/sayılmazsa göğsümden düşen kuş ölüleri/sözüm yok işte yüzüm işte akşam/sesimde anıların sessizliği...Böyle başlıyordu şarkı ve o uzunçalarda Ahmet Telli, Yaşar Miraç, Ahmet Erhan, Ataol Behramoğlunun şiirlerinden bestelenmiş şarkılar da vardı. İkinci albümlerini de Delikanlıyaadıyla çıkardılar. Sonra topluluk dağıldı, Tolga Çandarı İstanbulda birkaç yerde dinledim, Erkan Obanla sık sık karşılaştım, Eftalle ise telefonla görüşür olduk. Çağdaş Türkünün iki delikanlısı Erkan Oban ve Eftal Küçük artık yok. Dedeyi yıllar önce, Eftali geçen hafta yitirdik, bizim küçük kayığımız da su almaya başladı böylece. \n

\n

1982’de İstanbula geldiğimde işsizdim, o günlerde sanki Diderotnun Alfabesini elbirliğiyle sürdürür gibi herkes ansiklopedi yazımında çalışıyordu. Kim bilir belki Aydınlanma da ansiklopedi furyasının sona ermesiyle bitmiştir. Ben de herkes gibi biraz bulaştım ansiklopedi işine. Ankaraya bir gelişinde tanıştığımız Raşit Çavaş beni Rekin Teksoya götürdü. Rekin abinin adını çevirilerinden, sinema yazılarından doğru duymuştum. Daha sonra da bunca ince, kibar bir insanla tanışmadım sanırım. Kızkardeşlerim Dilek ve Nazanı bir şiirimde anarken ikisi de ömrümün en kibar semtleri demiştim. Rekin abi için de aynıyla geçerlidir bu dizedeki duygu. Bazı çeviriler yoluyla maddeler yazmıştım onun yayımladığı Arkın Sağlık Ansiklopedisi için, doğum kontrol hapı, kan grubu, depresyon gibi maddeler... \n

\n

Sevdiğim adıyla Sinema Günleri, şimdiki adıyla İstanbul Film Festivalinde 20 yıl önce bir akşam. Artık bir rüya sinemasıolan Emek Sinemasında bir İtalyan filmi gösterilecek. Fellininin Ve Gemi Gidiyoru çoktan gitmiş ama, adından gemi geçen bir film bu da, filmi de yönetmenini de şimdi hatırlamam zor. Orta sıranın başında oturuyorum, filmin gösterimine katılacak yönetmenle Rekin abi salona girdiler, hepimiz bakıyoruz, tam yanımdan geçerlerken Rekin abi durdu ve benim şairolduğumu söyleyerek yönetmenle tanıştırdı. Yıllarca sinema günlerine gittim, filmleri kaçırsam da nisanları hiç kaçırmadım, o şenlik kaçar mı hiç, ama böylesi bir hoşluğu da bir daha yaşamadım.\n

\n

Dantenin İlahi Komedyasını çevirmişti, öyle etkilemişti ki çevirisi beni, bazen akşamları yüksek sesle okuyordum. İlk kedim Mısır 1 yaşındaydı ve kitabı okurken yanıma gelip beni dinliyordu. Bu komik anıyı Raşite anlatmış olmalıyım, o da Rekin abiye anlatmıştır umarım.\n

\n

İtalya onu kültür şövalyesinişanıyla ödüllendirdiği için böyle anılıyor şimdi ya, o nişanı almasaydı da şövalye diye anılacak bir insandı Rekin abi: Sessiz şövalye. Çevirileri, sinema yazıları, kitapları, sessiz bir dağ gibi. \n

\n

Anılar, anılar belki hepsi bir kelime.Edip Bey sonra da İnsan bazen ağlamaz mı bakıp bakıp kendine?der. Bilmiyorum kimdir anıların yerine olan, anılar kimi uğurlar, gidenleri mi kalanları mı? Ben her vedayla birlikte bir anıdan daha uğurlanmış sayıyorum kendimi. Kimsesiz kalmış bir çocuk gibi. \n

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Üvey Sayfa 14 Ocak 2013
Cemali Mektup 7 Ocak 2013

Günün Köşe Yazıları