Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bahar Geldi!
\n
\nBahar geldi, Gül sevindi!\n
\nİkisi de özel isim olduğu için baş harflerini büyük yazıyorum. Oysa biri küçücük, daha iki haftalık bir kız, Bahar; diğeri ondan biraz büyük, Gül, babaanne.\n
\nEh bu başlığı atmak için de bundan uygun zaman olmazdı herhalde. Son yılların en şiddetli kışı yaşanırken “Bahar geldi” diye yazı başlığı yapmak her “köşeyazıcısı”na nasip olmaz! Adıyla bin yaşasın, adının geçtiği yerde güller açsın, ağaçlar çiçeğe dursun ve dahi hem kabileye hem obaya hem de bu topraklara dirlik, bereket, iyilik ve aydınlık gelsin. Tıpkı şarkıda söylendiği gibi, Bahar gelsin, gül açılsın, etrafa neşe saçılsın. \n
\nKabile dediğim, bir avlu, bir kardeşlik bahçesi. Biz altı kardeş öyle hissettik başından beri. Bu yıl otuzuncu yılını kutlayan kabileye ilk Eren geldi, şimdi 30 yaşında, en yeni gelense iki haftalık Bahar Hanım. Cumhuriyet’in 75. yılı olan 1998’de Radikal gazetesinde yazıyordum. 29 Ekim’i kutlamak için “Çocuklar Cumhuriyettir” başlıklı bir yazı yazmıştım. Kabilede dört çocuktular; Hüseyin Eren, Alican, Nazlı Irmak ve Durul Ege: “Bir araya geldiklerinde, bağırıp çağırıp kafamı şişiriyorlar elbette; ağlıyorlar, küsüp barışıyorlar, sonra gülüşüp yeni bir oyuna başlıyorlar. Ben onların her haline razıyım. Çünkü çocuklar cumhuriyettir ve cumhuriyet onların evidir, okuludur, parkıdır.” \n
\n“Çocukların cumhuriyeti” elbette bir düş: Daha özgürlükçü, eşitlikçi, insan haklarının eksiksiz uygulandığı; devletin değil halkın yararını önceleyen, insanların kul, köle, tebaa değil “yurttaş” sayıldığı; kimsenin dininden, dilinden, mezhebinden, dilinden, milliyetinden, kimliğinden, renginden, inancından, dünya görüşünden ötürü dışlanmadığı, ötekileştirilmediği, eşcinsellerin ayrımcılığa uğramadığı, azınlık ve çoğunluk sözcüklerinin sözlüklerden de, dillerden de çıkarıldığı; çatışma değil barış kültürünün egemen olduğu, düşüncelerinden ötürü kimsenin hapsedilmediği, hücrelerde çürütülmediği, yargılanmadığı; kantinlerde kola yasaklanırken öğrencilerin biber gazıyla beslenmediği, cezaevlerinin gazeteci ve öğrencilerle doldurulmadığı; kitapların yasaklanmadığı, çevirmenlerin “Niye porno kitap çevirdin?” diye polis tarafından sorgulanmadığı; töre cinayetlerinde ve kadına yönelik şiddette hafifletici nedenlerle cezaların kuşa çevrilmediği; hayvanların da tıpkı insanlar gibi “can”lı olduğunun unutulmadığı ve onlara eziyetin geçiştirilmediği, işkenceye, işkence sonucu ölüme göz yumulmadığı; Türkiye’nin asker devleti olmadığı gibi polis devleti de olmadığının unutulmadığı bir cumhuriyetten söz ediyorum. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti diye tanımlanan bir cumhuriyetten.\n
\nO yazıyı yazdıktan 14 yıl sonra da bunları istediğime bakılırsa, Cumhuriyet’in 100. yılı olan 2023’te, yani 11 yıl sonra da bunları istemeyi ve yazmayı sürdüreceğiz demektir, o günleri görürsek.\n
\nGeçen 14 yılın o kadar da umutsuzluk dolu olduğunu söyleyemem. Arada iyi ve güzel şeyler de oldu. Kabiledeki çocuklar dörtten sekize çıktı. Deniz, Hasan Bilge, Nar ve Bahar. Bir de kabilenin en büyüğü Eren’in Ulaş’ı var. Beşi Eskişehir’de, dördü İstanbul’da tam dokuz kardeş çocuğu. Çocukların cumhuriyetinin dokuz yurttaşı yani.\n
\nEski yazım şöyle bitiyordu: “Onlar dört çocuk, kardeşliğin bahçesinde yetişiyorlar. Bu bahçenin adı cumhuriyettir; ağaçları, yaprakları, dalları, filizleri, kökleri, aynı toprak, aynı hava, aynı sudan beslenir. Onların renkleri, kokuları ve sesleri, cumhuriyet bahçesinin şenliğidir, esenliğidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 75. yılının coşkusu, anlamı ve güzelliğiyle içten dileğimdir: Çocuklara kıymayın efendiler, çünkü Cumhuriyet çocukların mutluluğuyla genç kalacaktır.”\n
\nDördün yerine dokuz, 75’in yerine 89 koyun, “o çocuklar, o yapraklar...” için istediğim şeyler değişmiyor. Özgürlük, eşitlik, adalet. “Devrim ve Tabiat” şiirimin son dizeleriyle hoş geldin diyorum kabilenin en küçüğü Bahar’ımıza: “Adınız Irmak, Ege, Deniz/tabiattan çakan eski öğrencilerin suya hasreti, devrimsiniz!”
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği