Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yazla Nişanlı
Fransa’nın güneyinde, Sete’de, dün hem en yakını hem de en uzağı olan Yahya Kemal’le birlikte adı geçtiğinden mi ne, bir Ahmet Haşim baharı gelip kondu fikrime. Temmuzda mı diyeceksiniz, temmuzda “gelip kondu”, evet. Ahmet Haşim’in kokulardan ve renklerden ve “envai çeşit” güzellikten oluşan şiirini anımsayınca, “gelip yerleşti” demek onun baharına da haksızlık sayılır. Geldi, kondu, uçtu demeli ve bir “kelebek etkisi” de bulunmalı bunda. Haşim’in şiirini güzle, yazısını baharla düşünmek ilginç, tuhaf, değişik. Acaba insan ikiye bölününce mi birliğe ulaşmaya çalışır? Bölünerek çoğalmak, parçalanarak bütünleşmek. Haşim’in yazısı ve şiiri bunları çağrıştırabilir mi ilk elden? İki büyük mevsimin kapısında durmanın tedirginliği ya da yetersizliği, belki de yetinme isteğidir bu. İkisinden kim, bilir? İki Haşim, iki resim, iki mevsim, iki kim.Haşim’in şiiri “insansız” diye eleştirilir, toplumdan uzak diye. “Acayip” iklimlere, görülmemiş meyvelere, sunulmamış lezzetlere, uzak büyülü kokulara, yedi gökkuşağına değer; göğün, yerin ve suların birbirlerinin sevinciyle boyandıkları renklere, sevindiren ve sürdüren doğaya yakın diye de sevilmeliydi oysa. Hem doğaya yakın olmak insana yakın olmaktan da yakın bir şey değil midir? Asl’olan geldiğimiz ve karışacağımız doğayla barışık yaşayacağımız zamanların şarkısını şimdiden duymak, şiirini bugünden düşlemek, yazısını da bir gelecek olarak anımsamaktır.Haşim’i anımsatan bir şey daha: Sete’de “Voix Vives”, Akdeniz’den Akdeniz’e Şiir Festivali’nde, Metin Cengiz’le “Aynı göğün altında” başlıklı bir konuşma yaptık. Orada, Türkiye’de şiirin doğal bir şey olduğunu, bunun Çingenelerin dans edip şarkı söylemesine benzer bir doğallık olduğunu söyleyince onaylayan gülümsemeler gördüm yüzlerde.Temmuz sonunda Haşim. Baharla sözlü şiir. Yazla nişanlı yazı. Oysa nişanlılık da bir bahar hoşluğu değil midir? Nişanlılık bahardır, nişanlılar baharla sözlenmişlerdir. Bahara söz vermek, birbirine söz vermekten daha hoştur. Yoksa bazı sözler boştur, bazı sözler öyle karanlıktır ki gölgeleri bile yoktur, bazı sözcüklerin güneşin altında takma harfleri düşüverir, bazıları daha yazılıncaya kadar silinir, bazılarının sevinci dile gelmediği, bazılarının sevinci ise yazıya düşmediği içindir. Ben de bahara söz vermiş eski bir nişanlı olarak öyle sevinirim işte. Eski nişanlı için yazda, güzde, kışta, ne zaman söz verdiyse bahar o zamandır, yazın nişanı kendini zamanın ezici ağırlığından kurtarıp bahara taşır ve nişanlılar hep nişanlı kalır. Çingene ruh. Nişanlılık da Çingene eğlencesinden başka bir şey değil bence. Küçük bir ateş yakılır ve o ateşin hiç sönmemesi için ruhlar birer körük gibi açılır, içlerine aşk, sevgi, şefkat, merhamet doldurulur, sonra da bunlarla hafifleyen ruh özgür bırakılır. O ateşse bazen kısalarak, bazen uzayarak yanar durur. Çingenelerin sözünü tutması içinse ateşin hep göz kırpması gerekir. Nişanlılar da Çingene sayılır, her nişanlının içinde bir Çingene yaşar, nişanlıların yalnızca bahara ve ateşe söz vermeleri de bundandır. Hem bahara söz verenler de birbirine gözü gibi bakmazlar mı? Öyleyse baharla sözlü, yazla nişanlılar olarak biz de baharla yetinebiliriz Çingeneler gibi. Hem Çingene ruhlarımız da bahardan başka neyle nişanlı olacaktı ki?
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu