Acımız var, tarifi mümkün olmayan türden... 292 ölü. Bir o kadar da madenin içinde. Aileler perişan. Çoluk çocuk, eş, ana, baba ağlıyor. Peş peşe kazılan mezarlara gömülen emekçiler. Bakıyorum; bürokratlar Soma yolunda. Hepsi takım elbiseli... Çok üzülmüşler!.. Belli, vatandaşa atılan tekmelerden... Maden sahibi şirket, medya ordusunun önüne çıkıyor. Birkaç gündür ortalıkta yoklardı. Birileri belli ki “Çıkın konuşun” demiş. Medyanın büyük bölümü bizler gibi ne söylediklerini, ne söylemek istediklerini anlamadılar. Apaçık gerekli bigilerden yoksunlar. Birkaç televizyonun tepki amaçlı yayını kestiğini gördüm... İhmal diz boyu. Hâlâ deniliyor ki; ihmal yok. Yuh ya!.. Ölen çocuk 15 yaşında mıydı yoksa 19 yaşında mı tartışması.. Ölmüş, cinayete kurban gitmiş. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 4 yıl önce uyarmış. CHP önerge vermiş. Bakmamışlar, kenara atmışlar... Şimdi gelip, “Ah... ah.. vah..vah” diyorlar. Her geçen saniye acımız artıyor, yüreğimiz daha da dağlanıyor...
Soma’daki faciaya, spor dünyası kayıtsız kalmadı. Şampiyon F.Bahçe, Somalı öğrencilere burs verecek, dostluk maçının geliri yine işçilerimizin yakınlarına aktarılacak. Sarı - Lacivertliler, Beşiktaş’la Soma için dostluk maçı oynayacak. Hazırlanan tişörtler satışa çıktığı anda Fenerium’un internet sitesi yoğunluktan çöktü. Böylesine büyük bir acı yaşadığımız günlerde F.Bahçe ligdeki son maçını deplasmanda Kayseri ile oynadı. Futbolcular, teknik heyetler, hakemler üzüntü içindeydi. Oyuncular “Soma” yazılı siyah tişörtler giydi, sahaya “Acınız ortak acımızdır” yazılı pankartla çıkıldı. Cristian golü attı, F.Bahçeli futbolcular sevinmedi, omuz omuza verip başlarını öne eğdi... Futbol dünyası Soma’nın acısına ortak oldu, yaraları sarmak için elinden geleni yaptı, yapıyor. Destek veren herkesi alkışlıyorum...