Hilmi Türkay

F.Bahçe Emin Adımlarla

14 Aralık 2013 Cumartesi

Unutmadım, unutmam da mümkün değil. Her şey belleğimde. Çünkü bütün olup biteni bire bir yaşamıştım. Günlerden 21 Eylül 2011. F.Bahçe evinde Manisaspor’u ağırlıyor. Sarı - Lacivertlilerin sezon öncesi Shaktar Donetsk ile oynadığı hazırlık maçında çıkan olaylar nedeniyle cezalı olduğu 2011- 2012 sezonunun 3. haftasındaki Manisaspor maçına sadece kadın ve çocuk taraftarlar alınıyor. Dünyada ilk ve tek olan bu uygulama için sosyal medya üzerinden örgütlenen bayan ve çocuk taraftarlar stadın 41 bin 633 kişilik bölümünü doldurarak bu alanda yeni bir rekora imza atıyor. Biletlerin federasyon yönetmeliğine göre bedelsiz dağıtıldığı bu karşılaşma öncesinde bilet dağıtım noktalarının önünde sonu görünmeyen kuyruklar oluşuyor. Başkan Aziz Yıldırım’ın hapiste olduğu döneme denk gelen karşılaşmada birçok taraftarın üzerinde Aziz Yıldırım tişörtleri görüyorum. Bunun üzerine cezaevindeki Aziz Yıldırım bayan ve çocuklara bir mektup yazıyor ve kendisinin maçtaki atmosferden çok etkilendiğini, görüntüleri görünce çok duygulandığını belirtiyor. İşte o mektup:

‘Sevdan beni terk etmedi’
“Dün, bir kez daha izledim sizleri; genç yaşlı demeksizin bilet için oluşturduğunuz uzun kuyrukları, formalı gençleri, çocukları, hanımları gördüm. Hep bir ağızdan ‘Fenerbahçe’ deyişinizi dinledim, F.Bahçe’ye, bizlere verdiğiniz büyük desteği hissettim. Bana bu duyguları yaşatan; F.Bahçe’nin, büyüklüğü dışında apayrı bir hissiyat, aidiyet, sevgi olduğunu gösteren, tarifi imkânsız büyüklükteki taraftarlarımıza teşekkür ediyorum. Ben; yıllarca bu birliğin, desteğin, aile hissiyatının, kadın erkek; genç yaşlı demeksizin, tek bir fark olmaksızın oluşan sevgi selinin gücü ve bunun daha da büyümesinin hayali ile çalışmış, gecemi gündüzüme katmıştım... Dün hep birlikte bir kez daha bunu başardığımızı gördüm. Fenerbahçemizi el birliği ile nasıl daha da büyüttüğümüzü gördüm... Başkanlık görev sürem boyunca -13 yıldır-, F.Bahçemden ilk kez bu kadar uzun süre ayrı kaldım. Şimdi Onu uzaktan izlerken Onu ne kadar sevdiğimi daha iyi anlıyorum, duyduğum o imkânsız sevgi sanki içimdeki özlemle birlikte katbekat büyüyor. Ve ben, Aziz Yıldırım; Biliyorum ki, Fenerbahçe sevdası yaşadığım süre boyunca beni asla terk etmeyecek...

Fair Play Ödülüne Adaylık
Dahası var. Sarı - Lacivertli takımın cezası nedeniyle sadece kadınlar ve 12 yaşından küçük çocukların alındığı F.Bahçe- Manisaspor maçında, kadın taraftarlar, statta yaratmış oldukları atmosfer nedeniyle UEFA Fair Play ve Sosyal Sorumluluk Komisyonu tarafından, FIFA 2011 Fair Play ödülüne aday gösteriliyor. Sonra 4-5 maçını daha yine seyircisiz oynadı F.Bahçe. Tribünler bu maçlarda da ‘çicekler’le doldu taştı. Birileri vardı ceza aldıkların da F.Bahçe’ye özendi, ancak başaramadılar. İşte kulübün farkı burada. Ve dün gece... Aylardan sonra tribünlerde yeniden F.Bahçe’li bayan hâkimiyeti. Soğuğa aldırış etmemişler. Kaşkollarını, eldivenlerini, formalarını giyip gelmişler. Her yer rengârenk. Alkışlıyorum her birini. Bu sevgi tarif edilemez, yaşanır.

Yine ilkyarı biterken
Fenerbahçe, gollerini ya ilkyarının sonlarında ya da uzatma dakikalarında atıyor. Bunun örneklerini birçok kez yaşadık. Dün gece öne geçerlerken atmış oldukları gol yine ilk 45 dakikanın sonlarına denk geldi. Oyuna baktığımda Fenerbahçe açısından maçın sıkıntılı geçtiğini söyleyebilirim. Top ayaklarında daha çok kalsa da pas trafiğinde anlaşma eksikliği yaşadılar. Akhisar, yabana atılacak ekip değil. Sorunları bana göre forvette, çabuk çoğalamıyorlar, Niasse yalnız kalıyor. Sonko’nun kırmızı kartı onlar için şanssızlık. İki karşılıklı çizgiden çıkarılan toplar oldu. Kuyt’ın penaltısını önce anlamadım, ekrandan baktığımda pozisyonu görebildim, sanki penaltı biraz ağır geldi bana... Kuyt atamadı, sonra Emenike bir top daha getirdi, Hollandalı bu topu da değerlendiremedi. Emenike’nin attığı gol tribündeki dişi Kanaryaları çılgına dönüştürdüğü kadar Ersun Yanal’a da derin bir oh çektirdi diyebilirim. Tempo yüksek miydi; hayır ancak sahada görevini yapan asker sayısı oldukça fazlaydı. İkinci yarının başında peşpeşe gelen goller Sarı - Lacivertlileri rahatlattı. Takımında Emenike, Sow, Webo varsa sorun yok demektir. İki taraf arasındaki fark işte burada yatıyor. Alves 4. golü atarken gardı tamamıyla düşen Akhisar’ın sahada, oyunun bitmesini beklemekten başka ne düşüncesi olabilirdi ki? F.Bahçe yoluna emin adımlarla devam ediyor. Tek kulvarda olmaları avantaj, şu ana kadar her şey istedikleri gibi. Kolay kolay çelme yemezler.

Ve televizyondaki o ses
“Cezaevinde maçları kaçırmazdık. F.Bahçe Stadı’nda 34’ncü dakika geldiğinde ben ve Tuncay kulağımızı ekrana yakınlaştırır o sesi duymaya çalışırdık. Sesi kıstıklarında sevinirdik. Demek ki bağırıyorlar derdik.” Aramıza yeniden hoşgeldin MUSTAFA BALBAY.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kartal'ın suçu neydi? 12 Aralık 2024
Fırsatı kaçırmadı 3 Aralık 2024
Hoş geldiniz 24 Kasım 2024

Günün Köşe Yazıları