Gergin ‘Lig’. Ah bu başkan ve yöneticiler yok mu? Ya hu sussanıza. Nedir bu kavganız? Uyarı yazıları yayımlıyoruz ama kim dinliyor. Al birini vur ötekine. Şu bir haftadır yaşanılanlar hoş mu? Yakışıyor mu bir başkana böyle konuşmalar yapmak. Bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu. Fenerbahçe - Galatasaray kavgalarından bıktık usandık. Yıllardır bitmeyen öfke. Şimdi de F.Bahçe - Trabzonspor gerginliği. Peki bu işin sonu nereye varacak. Futbolumuz her geçen gün tepetaklak aşağılara iniyor beyler. Sizler neyi paylaşamıyorsunuz. Hani Fair - Play. Bana göre Hacıosmanoğlu konuşmakla hiç iyi yapmamıştır. Keşke konuşmasaydın başkan. İşte İbrahim Hacıosmanoğlu’nun futbolcularına söylediği o sözler; “Hakemin verdiği her karara itiraz edin, aleyhinizde karar verirse buna mutlaka tepki gösterin. Olmadı takımı sahadan çekerim.” Bitmiyor, dahası var: Hakem Bülent Yıldırım’ı arıyor ve “Hocam maçı hakkaniyetli yönet.” Pes artık! Bu kadar da olmaz ama. Yıldırım son haftaların en başarılı hakemlerinden biri. Ha, şunu soracam, çünkü kafama takıldı. Hakemler bir hafta önceden telefonlarını kapatmıyorlar mı? Hakem arkadaşlarımdan ‘kapatıyoruz’ tüyosunu almıştım önceleri. Demek ki Yıldırım telefonunu açık bırakmış... Konuştuysan sen de suçlusun Bülent Hoca. Trabzon başkanının cezası bitmeden şimdi yeniden PFDK’den bir ceza daha gelecek.
                                                            ***
F.Bahçe seyircisi dün geceye kadar maçlara fazla ilgi göstermiyordu. Bu karşılaşmada tribünler doldu taştı. Trabzon başkanın sözleri F.Bahçelileri kamçılamış olmalı. Bir yanda Ersun Yanal diğer tarafta İsmail Kartal. Usta - Çırak mı? Asla değil. Erken aldım yerimi. Olup bitenleri görmem lazım. Ama bir trafik var dı ki... Mecidiyeköy’den Kadıköy’e (araba ile) ulaşana kadar... Hafiften yağmur yağıyor. Basın tribünü de tıka basa. TSYD sorumlusu Birgül Pullukcu eleme yapmak zorunda kalmış. Düşünün müracaatı.
Maçta gözler hakem Bülent Yıldırım’ın vereceği kararlardaydı. Bana göre iyi yönetti; çaldığı düdükler, gösterdiği kartlar doğruydu. Tek pozisyona takıldım, o da Emenike’nin düşürüldüğü an. Sanki rakip oyuncudan bir ayak uzaması var gibiydi. Ama yine de çok net olduğunu söyleyemem. Tribünler dolunca mücadelenin seyir zevki de güzel oluyor. İşte dün gece. Futbol seyircisiz olmaz. Taraftar maç seçmemeli, her karşılaşmada takımına destek vermek için sahayı doldurmalı. İlk bölümde gözle görülür F.Bahçe hâkimiyetine tanıklık ettim. Fakat bu kadar gol pozisyonu kaçmaz. Emenike’yi Burak’a benzetiyorum, her aldığı topta ofsayt durumunda. Gökhan Gönül tartışmasız gecenin yıldızıydı. Kaç tane depar attı, orta yaptı sayamadım. Trabzon’daki yeni transfer Erkan Zengin, istediği toplarla buluşamayınca etkili olamadı. Trabzon’un artıları o kadar çok değildi. F.Bahçe kalesinde üretken olamadılar. (İki hücum organizasyonu) Bir de Sefa’nın köşeye giden topunun Volkan tarafından çıkarılması... Volkan Demirel iyi çocuk, hoş çocuk fakat bazı anlar oluyor öyle işler yapıyor ki şaşırıyorum. Biliyorum ki Türk futbolunda ikinci Volkan yok. Emenike yine kaçırıyor. Bu kadarı fazla. Saçını başını yolacağına topa iyi vur olsun bitsin. Diego’nun düşürülmesi penaltı; ama hakem Yıldırım aynı görüşte değildi. Diego çıkıyor, Meireles oyunda. Bu bölümde de Trabzon yine etkisiz. Golleri kaçıran hep F.Bahçe. Gecenin sevineni yok. F.Bahçe haftalar sonra sahasında puan kaybetti. Bazen topun da sevmesi gerekiyor.