Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Fotoğraf
Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi açıkladı: Abdullah Gül ve ailesi bir işadamının yatı ile tatil yaparken balıkadam giysisine benzer bir şeyle denize giren kişinin fotoğrafı “Sayın Hanımefendi”ye ait değilmiş. Ayrıca bu fotoğraflar hem güvenliği tehlikeye atıyormuş, hem de özel hayatı taciz ediyormuş...
Bırakın bu açıklamayı bir yana, bir ülke fotoğrafı çekin:
Hemen hemen her yurttaşın telefonları dinlenebiliyor. Özel yaşamlar ve mahalle dedikoduları resmi belgelere “kanıt” diye konabiliyor. Bir yıl boyunca yargıç yüzü görmeden cezaevinde tutulan bir insan, hakkındaki suçlamayı bile öğrenemeden ölüp gidebiliyor. Kişi ve devlet güvenliğini hedef almış kişiler ülkenin en büyük kentinin göbeğinde havan topu ile dolaşabiliyor. Anayasaya aykırı davrandığı yüce mahkemece karara bağlanmış bir parti iktidarda ve aynı partinin bağrından çıkmış kişi devletin tepesinde oturuyor...
Şimdi basın deklanşöre, görüntü tarihe kaydedilsin: Klik...
Niye kapatılmadı?
RP ile FP de “laiklik karşıtı eylemlerin odağı” haline gelmişti. “Niye onlar kapatıldı da, AKP’ye para cezası vermek ile yetinildi” diye soracak olursanız...
Hukukçu dostlarımız açıklasın:
“Hukuksal kararlar genel olarak değerlendirilirken, bazı sonuçlar istenmese de ortaya çıkar, kendisini saklayamaz. Kuşkusuz siyasal, toplumsal ve ekonomik birçok sonuca ulaşmak mümkündür. Ancak, kapatma kararı yönünde oy kullanan 6 üyenin oyu yanında, devlet yardımından yoksunluk kararı yönünde oy kullanan 4 üyenin oylarının sonucuna ve nelere neden olduğuna bir başka gözle bakmakta da yarar vardır:
Refah ve Fazilet partileri, programlarında ulusal değerlere ağırlık veren, küreselleşmeye ve özellikle de Amerikan emperyalizmine karşı partiler olarak tanınıyorlar. AKP ise küreselleşme ve ABD politikalarıyla hiçbir sorunu olmayan, hatta bu yönde destekleyici politikaları çekinmeden uygulayan bir parti. Bu durumda, üç partinin de ‘laiklik karşıtı eylemlerin odağı haline’ geldiği mahkeme kararıyla sabit görüldüğü halde, küreselleşmeci ve ABD yanlısı bir parti kapatılmayarak, söz konusu partinin bu politikalarını sürdürmesinin yolu da temizlenmiş oluyor. Sonuç olarak parti kapatılmayarak, uluslararası politikalarına vize verilmiş oluyor.”
35 bin bebek
Tıp Kurumu Genel Sekreteri Dr. Ali Rıza Üçer, Zekai Tahir Burak (ZTB) Hastanesi’ndeki bebek ölümleri ile ilgili bilgileri toparlamış. Durum şu:
“2007’de Yenidoğan Kliniği’nde 4 bin 943 hasta izlemi yapılmış ve bu hastaların 388’i kaybedilmiş. 2007’de ZTB Yenidoğan Kliniğinde ölüm (mortalite) hızı yüzde 7.8. 2007 yılında kaybedilen 388 hastanın 270’i (yüzde 70’i) 1.5 kg’ın altındaki yüksek riskli prematür bebekler. ZTB’deki Yenidoğan Kliniği’nde 2007’de ayda ortalama 32 bebek ölüyor.
ZTB’nin medyadik infaza maruz kaldığı Temmuz 2008’deki bebek ölümlerine gelince; Yenidoğan servisine 504 bebek kabul ediliyor ve 42 bebek kaybediliyor. Temmuz 2008’deki mortalite hızı yüzde 8.3. Ölen 42 bebeğin 31’i, (yüzde 74’ü) 1.5 kilogramın altında, yani yüksek riskli prematür bebek grubunda. Ölen bebeklerin 22’si ise (yüzde 52’si) 1000 gramın altında, yani çok yüksek riskli prematür bebek grubunda. Dünyanın her yerinde bu düşük doğum ağırlıklarında yüksek mortalite hızı söz konusudur.”
Ve Ali Rıza Üçer’in yorumu:
“Medyada ZTB’de son 15 günde 29 bebek öldü diye kıyamet koparılıyor, mezarlıklardan bebeklere ağıtlar yakılıyor. Bu bebeklerin kaybı elbette çok üzücü ama konu bilimsel gerçekliğinden saptırılıyor ve ZTB hedef tahtasına oturtuluyor... Halkın güveni büyük ölçüde sarsılıyor Ankara’nın ve İç Anadolu’nun yükünün büyük bölümünü kaldıran bu hastaneye karşı.
Oysa aynı medya kanalları neden Türkiye’de ölen diğer bebeklerle ilgilenmiyor? Neden onlara ağıt yakmıyor? ZTB’de ölen bebekler görece şanslı, ZTB Yenidoğan Bakım Ünitesi’ne ulaşmışlar, yaşatılmaları için büyük çaba harcanmış ama yine de yaşama tutunamamış bebekler. Ya diğerleri? Türkiye’de yılda 1.3 milyon doğum oluyor, doğan her bin bebekten 27’si ölüyor, yani yılda 35 bine yakın bebeğimiz ölüyor, kırsal kesimde kentlere göre bebek ölüm oranları daha yüksek doğallıkla. Eğer 29 bebek için fırtınalar kopartılıyor ama her yıl ölen on binlerce bebeğimiz ise güzel aldırmazlıkla görmezden geliniyorsa medyanın şapkasını önüne koyup bir özeleştiri vermesinin zamanı gelmiş, dahası çoktan geçmiştir...”
Sağlık dönüşüyor, bebekler ölüyor, yola devam...
Anayasaya aykırılık
Anayasa Mahkemesi kararından ders çıkaracakları filan yok.
Anayasaya aykırı eylemlerden odak olduğu mahkeme kararı ile saptanmış parti, şimdi de anayasayı değiştirme peşinde.
Türk Hukuk Kurumu Başkanı Tuncay Alemdaroğlu uyarıyor:
“Anayasa Mahkemesi’nin son türban kararı da gösterdi ki, anayasanın değiştirilmesi yasaklanmış olan hükümlerine aykırı düzenleme yapılamaz.
Laikliğe karşı eylemleri suç olmaktan çıkaracak ya da laikliğe karşı eylemler yapan partilerin kapatılmasına ya da onlara bu yüzden cezai müeyyide uygulanmasına engel olacak bir anayasa değişikliği anayasaya aykırıdır.”
Simge
Sıkmabaşların yeni modası Converse marka spor ayakkabı giymek...
Converse, isyanı simgeliyormuş.
Amerikan Converse ile de ne isyan olur ama...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- Polis müdürlerine gözaltı: 'Cevheri Güven' ayrıntısı
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!