Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Osmanlı’da Dersim

22 Kasım 2014 Cumartesi

Amaç belli: Cumhuriyet ilkelerine gönül vermiş Anadolu’nun has çocukları Alevilerin CHP ile, Atatürk’ün manevi kişiliği ile arasını açmak. Bağnazlığın bu amaca ulaşmak için özellikle kaşıdığı Dersim konusunda “özür” dilemeden önce tarihi bilmek gerek! Kitap, belge okuyacak, öğreneceksin Dersim olayını...
Dersim; yüzyıllar boyunca Osmanlı’nın sistemine de uymamış, derebeylik düzenini sürdürmüş, orada yaşayan zavallı halk, ağanın, beyin, seyidin elinde köleleşmiştir. Osmanlı asker ister, derebeyler vermez. Vergi ister, kafasına estiğini yapar. Aşiret reislerini kaymakam yapmak ister, biri yapar, diğeri ayaklanır.
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı’nda, Dersim derebeyleri Ruslarla işbirliği yapıp kışlaları basar, yağmaya girişir. 19. yüzyılın sonu ve 20. yüzyılın başı, Dersim isyanları ve harekâtlar ile geçer. Birkaç örnek: 1892’de iki aşiret ayaklanır, üzerlerine iki tabur gönderilir. 1907’de, Cumhuriyet dönemi isyanına da karışacak olan Kureyşanlı aşireti Kiğı’nın köylerini basar. Eşkıyalık, Dersim ve çevresinde olağan hale gelmiştir. Osmanlı 4. Ordu Komutanlığı’nın Ağustos 1908 tarihli raporunda, isyancıların Kandil ve Dojikbaba dağlarında “perişan edildiği” belirtilir.
İsyanlar, 1908’de meşrutiyetin ilanından sonra da sürer. 1. Dünya Savaşı’nı fırsat bilen Dersim derebeyleri ilçeleri işgal eder, yönetim binalarını basarlar.
Cumhuriyet sonrası Dersim isyanının önde gelenlerinden Yukarı Abbasuşağı aşiretinin (lideri Seyit Rıza’dır) ağaları başta olmak üzere birçok derebeyi Ruslarla işbirliği yaparak, hükümet konaklarını basar, çevre halka zarar verirler.

Ulusal Kurtuluş’ta Dersim
Anadolu’da bağımsızlık için ulusal güçler toparlanırken Mehmet Nuri Dersimi (Baytar Nuri), bölgede emperyalizm destekli Kürt Teali Cemiyeti’ni örgütler. Dersimli Alişan ve Alişer beyler ile bağlantı kurup bir Kürt isyanı için çalışmalara başlaması üzerine Aralık 1919’da tutuklanır. Bunun üzerine, bugün bölge illerinde törenlerle kahraman gibi anılan, Tunceli’ye de heykeli dikilen Dersimli Seyit Rıza, Mustafa Kemal’e, Baytar Nuri bırakılmazsa isyan edip Sivas’a saldıracağını bildirir.
Ankara’da açılan Meclis’e, Diyap Ağa gibi Dersim’i ve bölge illeri temsil eden isimler de alınmıştır. Alişan ve çevresindekiler, bu isimlere karşı çıkar. Seyit Rıza da, Meclis’e girenleri “hain”, ulusal hükümeti de “hileci” ilan eder.
Anadolu’da bir Kürdistan kurulmasını da öngören Sevr Antlaşması imzalanmıştır. Bölgedeki derebeyleri, Kasım 1920’de toplanıp “Sevr Anlaşması gereği bölgede Dersim’i de kapsayan bağımsız Kürdistan” kurmak için isyana karar verirler.
Ulusal Kurtuluş Savaşı için Ankara hükümetine asker vermeme, Dersim’deki karakollara el koyma, hükümet binalarını ele geçirme de alınan kararlar arasındadır. Ulusal hükümetin sorunu çözmek için Dersim ve Koçgiri aşiretlerine gönderdiği heyetlere olumsuz yanıt verilir.
Ulusal ordunun, yedi düvel ile İnönü önlerinde savaşmaya başladığı günlerde derebeyler Koçgiri isyanını başlatır. Ayaklanmanın başına Seyit Rıza geçer, Dersim’i ele geçirir ve Büyük Millet Meclisi’ndeki milletvekillerinin Dersim’i temsil edemeyeceklerini Ankara’ya bildirir.
Emperyalist güçlerle boğuşurken arkasından hançerlenen ulusal ordu, derebey ayaklanmasını o güç koşullarda bastırır. İsyancılar İstiklal Mahkemesi’nde yargılanır. Bugün kendini bilmezlerin utanmadan “kırımcılık”la suçlamaya kalktığı Atatürk, hain isyanın elebaşıları Alişer ile Baytar Nuri’yi bile bir “af yasası” ile idamdan kurtarır!

Cumhuriyet’in kuruluşunda Dersim
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Atatürk, Dersim sorununu barış içinde çözebilmek amacıyla yöreden temsilcilerle 1926’da TBMM’de görüşür. Bölgede okulların açılacağını, yolların yapılacağını, sağlık hizmetlerine öncelik verileceğini, halka toprak dağıtılacağını, genel af çıkarılacağını (ki çıkarılmıştır), iş olanakları yaratılacağını söyler. Toplantıya, yaklaşık 10 yıl sonra Dersim’e yönelik tüm uygarlık adımlarına karşı çıkarak isyan edecek olan Seyit Rıza katılmamıştır. Seyit Rıza, Atatürk’ün Dersim’e öngördüğü atılımlara, derebeylik çıkarlarına aykırı düştüğü için karşı çıkmaktadır. Bu tez, yabancı basın ve diplomatlarca da belgelenmiştir.
Örneğin; The Times, 15 Haziran 1937’de “eğitim-öğretim seferberliğine karşı koyanlar”ın Dersim’de ayaklandığını yazmıştır. Aşiret reislerince yönetilen yöre insanının yollar, köprüler, okullar yapılmasına karşı koyduklarını dile getiren ABD Ankara Büyükelçiliği’nin 25 Haziran 1937 tarihli raporu, şu ifadelere yer verir:
“Son ayaklanma, hükümetin, bölgenin sosyal ve ekonomik şartlarını ıslah etmek üzere geliştirdiği reform programlarını, daha önce elde edilmiş haklara tecavüz şeklinde gören liderleri tarafından başlatıldı.”
İngiliz Maslahatgüzarı Morgan’ın Haziran 1937 tarihli telgrafı da, yine bir arkadan hançerlemeye işaret eder:
“Ayaklanma, Hatay anlaşmazlığına bağlanıyor.”  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları