Pentagoncuların Oyunu

06 Ağustos 2022 Cumartesi

Necip Hablemitoğlu’nun öldürümü ile bağlantılı kaçak sanıklardan Levent Göktaş’ın ilişki ağları gündemde...

Göktaş, kuşkulu davranışları nedeniyle geçmişte Özel Kuvvetler’deki görevinden alınmıştı. Onu yeniden Özel Kuvvetler’e atayan isim, dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman olmuştu...

Bu bilgi bizlere şaşırtıcı gelmemeli. 

Aytaç Yalman, puslu havayı sevenlerdendi. Kendisi, AKP-cemaat ortaklığında ABD başta olmak üzere dünya egemenlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelen tasfiye operasyonunda başrolü oynayanlar arasındaydı.

Soğuk Savaş süresince Türk ordusu, Amerika’nın hem ülkedeki hem de bölgedeki jandarmalığını üstlenmişti. ABD yardımları kapsamındaki kimi programlarla bu ülkede eğitim gören Türk subayları, daha sonra en üst komuta kademelerine kadar yükselirlerdi.

Yurtta ne zaman ulusal, toplumsal duyarlık yükselse, ordunun içindeki Pentagoncu bu generaller; yurtseverlerin tepesine biner, iç çatışmalar çıkarır, darbeler yapar, muhtıralar verirlerdi.

Sovyetler Birliği yıkıldıktan sonra, Türk ordusunun içindeki işbirlikçi anlayışta önemli bir değişiklik oldu. Bölgedeki çıkarları uğruna ABD’nin PKK aracılığıyla Türkiye’ye yönelik yürüttüğü düşük yoğunluklu savaşın içinde görev alan Türk subayları, büyük müttefiğin aslında Türkiye’yi sırtından vuran olduğuna doğrudan tanıklık ettiler. ABD’nin Irak saldırısı sonrası Türk askerinin başına geçirilen çuval olayı da çarpıcı bir başka tanıklıktı onlar için. 

Bu ortamda, TSK’de bağımsız düşünebilme ve davranabilme yeteneği giderek yükseldi. Dünya egemenleri açısından TSK’deki çok tehlikeli bu bilinçlenme durdurulmalıydı.

Pentagoncu subaylar yeniden devreye sokuldu. 

Uydurma savlarla açılan Ergenekon, Balyoz vb. davalarının hemen öncesinde, Pentagoncu subaylar, kamuoyunda, AKP’den “askerler rahatsız” görüntüsünün oluşması için çaba gösteriyorlardı. Amaç, darbe havası varmış gibi bir ortam yaratarak bu havaya uyacak olanları yönlendirmek, ardından ordudaki Cumhuriyet ilkelerine sadık, ulusalcı, laik, demokrat kadroları “darbeci” diye suçlayarak tasfiye etmekti. AKP’nin “hocam paşa”sı, dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, kurgudan haberdardı. Özkök, kurguyu yönetenlerin başında Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ın da olduğunu Ergenekon davasındaki ifadesinde şöyle dile getirmişti: 

“Muhtıra verelim, sözünü Aytaç Yalman söyledi.”

“Muhtıra verelim” diyerek bir tür kışkırtıcılık işlevi üstlenen Yalman, aslında yinelenen bir tuzağı yeniden kurmuştu.

Sonuç belliydi:

TSK’de amaçlanan tasfiye gerçekleşti. Göğsünde ABD’den verilmiş liyakat madalyası bulunan Genelkurmay başkanı, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi makamında casusluk cemaatine teslim oldu, esir edildi. 

Ardından Saray tarafından ödüllendirilip savunma bakanı yapıldı.

Tarikatların cirit attığı söylenen ordu şimdi onun elinde. Yüksek Askeri Şûra’da komuta kademelerinin atamalarını Saray ile birlikte o yapıyor!   

İNANSAK MI?

AKP’nin eski başbakanı Ahmet Davutoğlu’nu dinliyoruz. Yakınıyor: 

AKP, çok demokratik adımlar atmış ama gelin görün ki başkanlık sistemi ile bütün yapı bozulmuş! Daha önce liyakat varmış, başkanlık sistemi gelince yok olmuş!

AKP’nin eski cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün açıklamalarını okuyoruz. Akıl veriyor:

Din, siyasetten uzak durmalıymış...

Ciddi ciddi konuştuklarına göre, anlattıkları masallara inanacağımızı sanıyorlar herhalde...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şamar örnekleri 6 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları